Yaşadığımız hemen her şey bizle ilgilidir. Sanılanın aksine, sahip olduğumuz ekonomik koşullardan tutalım da çözümsüz gelen sorunlarımıza hatta sağlık problemlerimize kadar biz belirleriz yaşadığımız hayatı. Yani ne demek istiyorum?
Evet, hiçbirimiz bilinçli olarak az para kazanmayı tercih etmiyoruz. Ya da hasta olmayı “ben hasta olmak istiyorum” diyerek seçmedik. Ama tüm bunlar hayatımıza gökten de düşmüyor aslında. Kader diye içinizden bir cevap yükseliyorsa şayet, yükselmesin. Zira bu sese yanıt ayetle aşikardır. “Biz insanın kaderini çabasına bağlı kıldık.” Şimdi gelin “çaba” kelimesini biraz konuşalım.
Başarıya Giden Yolun Şaşmaz Haritası
Hala okuyor olmanız en çok da henüz reddedecek bir düşünce geliştirmemenizle ilgili; yani “hayır” demeyip, onay vermenizle ilgili. Sorumluluk alıyorsunuz. Kendinizi öğrenmeye açıyorsunuz. Zaten bütün olay “sorumluluk” almanız gerektiğini kabul etmekle başlıyor. Sorumluluk almak ise “çabayı” gerekli kılıyor.
Burada yol yeniden ikiye ayrılıyor. Anladıktan sonra eyleme geçmek yani çaba göstermek ya da anlamakla yetinmek; yani aktif bilen ya da pasif bilen olmak. Kimin sonuca ulaştığını sanıyorum hepimiz biliyoruz.
Çabayı hedefe ulaştıran başta doğru iş üzerine harcanıp harcanmadığıdır. Bunu belirlemek ise o alanda sağlam bir bilgibirikimiyle mümkün olacaktır. İlk adım olarak, çalışmak istediğimiz alanda donanımlı bilgi birikimine sahip olup olmadığımıza cevap bulmalıyız.
Çünkü bu bilgi size en çok odaklanmanız gerekennoktaları belirlemede yardım edecek. Bir başka ifadeyle; Pareto ilkesi gereği işinizin %20’lik çabayla sizi %80 sonuca götürecek konu başlıklarını biliyor olmanız gerek.
Sonraki adım nedir?
Sırada belirlediğiniz başlıkları hayata geçirmek için gerekli mesaiyi sabırve istikrarla devam ettirebilmek var. Tüm bu aşamaların akıbetinin sizin istikrarınıza bağlı olduğu gerçeğini kendinize her gün hatırlatmalısınız. Zira her yarışın kazananı, pes etme noktasında yarışı sürdürmeyi seçenler arasından olmuştur. Bıraktığınız noktadan sonra neler olacağını asla öğrenemezsiniz. Ancak devam ederseniz bu bilgiye sahip olursunuz. Ve biliyoruz ki, yılmayıp devam edenler için başarısızlıkların anlamı basittir: “Ne yapmamam gerektiğini öğrendim.”
Esas soru geliyor. Peki ufak aksilikler ve başarısızlıklar çoğunlukla biz bırakma noktasına getirirken nasıl oluyor da bazıları bu duruma sadece bilgi ya da tecrübe gözüyle bakabiliyor? İşte en büyük sır burada gizli.
Dışımızda olan bitene gösterdiğimiz hoşgörü ve sabır ancak kendimize sunduğumuz hoşgörü ve sabırdan beslenebiliyor. Özşefkat, özdeğer ve özgüven, saç ayağımız ne kadar sağlam olursa dışarıdan gelen olumlu ve olumsuz geri bildirimlerle o kadar az ilgileniyoruz. Bu da başarı yolundaen çok ihtiyacımız olan şeye bizi götürüyor; İstikrarla içinden gelen sese bağlı kalabilmeye.
Kendinize özgü şarkıyı söylemeye çalışırken sizi susturmak isteyen çok olacak. Bilakis en yakınınızdakiler… Çünkü orjinallik toplumda her zaman zor kabul gören bir şeydir. Kimse daha bestelenme aşamasındaki bir şarkının güzel olacağını düşünerek sırtınızı sıvazlamaz. Şayet daha önce kendi şarkısını besteleyerek o süreci yaşamadıysa… Ki buna denk gelmek de şans olacaktır.
Günün birinde herkesin yüksek sesle dinlemek isteyeceği bir besteyi yapabilmenin şartı; uzun bir süre uyumsuz notaları yalnızca sizin dinlemenizle mümkün.
Başka hiçbir sesi umursamayıp, bir şarkıya dönüşmesi için sabırla çabalamalısınız. Ta ki esere dönüşüp, başka kulakların duyabileceği desibele ulaşana dek.
Özetle, başarmanın yolu, uzun bir süre o şeye inanan tek kişi olmayı sürdürebilecek donanım ve cesarette olmaktan geçiyor.
Başarı için giyim son derece önemlidir. Doğru kıyafet seçimi, üretkenliğinizi üst düzeye çıkaracaktır. En son trend markalardan, moda giyimden ziyade, başarılı insanlar olaya çok daha farklı bir pencereden bakmaktadırlar. Çünkü başarı için çalışırken, günün monotonluğunda sizin son düşüneceğiniz şeyler giysileriniz olacaktır. Ancak rahatsız edici bir şey giyiyorsanız, düşüncelerinizi nasıl etkileyecek ve çevrenizdeki insanlar topluluğunuz hakkında ne düşünecek?
Doğru kıyafetleri giymek güveninizi artırabilir, sizi daha üretken hale getirebilir. Ve bazen parlak renkler giymek daha fazla satış fırsatı kapatmanıza yardımcı olabilir. Bunu hayal edin:
Analitik düşünmegerektiren bir sınava girmeyi planlıyorsunuz ya da bütün gün bilgisayarınıza yapıştırılmanız gereken ofise gidiyorsunuz. Ne giyeceksin? Patronunuzla önemli bir toplantınız varsa, elbise seçiminiz ne olacak?
Açıkçası, ne iş arkadaşlarınız ne de patronunuz her gün çalışmak için ne giydiğinizi önemsemez. Pek çok durumda. Ancak parlak tarafta, belirli kıyafetlerin giyilmesinin verimliliğinizi artırabileceğini biliyor musunuz?
Başarı İçin Giyim – Doğru Kıyafetler Üretkenliğinizi Nasıl Artırabilir?
Cody Delistraty tarafından yapılan bir araştırma, “Farklı kıyafetler giymenin analitik becerilerinizi etkileyebileceğini” ortaya koymuştur. Kaliforniya üniversitesinden bir profesör olan Abraham M. Rutchick tarafından yapılan bir başka çalışmada, bir testte resmi kıyafetler giymenin öğrencilere analitik düşünmeleri için daha fazla yer verdiklerini ve doğru cevaplar vermelerini sağladığını ortaya koydu.
İşte iş yerinde kıyafetler için daha iyi seçimler yapmanıza yardımcı olabilecek bazı bilim destekli ipuçları:
1. Doğal Renklere Odaklanın
Bir araştırma, resmi kıyafetlerin sadece insanların doğru düşünmelerine yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda sorunun daha büyük resmine bakmalarına yardımcı olduklarını ortaya koydu. Ayrıca, bir çalışma, dinlendirici yeşil ve sakinleştirici mavi gibi doğal renkler giymenin işteki odak veverimliliği artırdığı sonucuna varıyor.
2. Doğal Renklerle Üretkenliğinizi Artırın
Kuzeybatı Üniversitesi Kellogg Yönetim Okulu’nda yapılan yeni bir araştırma, deney sırasında laboratuvar önlüğü giyen adayların, diğer insanlara karşı daha uyanık, odaklanmış ve daha nazik oldukları sonucuna varmıştır. Tabii ki, iş yerinde laboratuvar önlüğü giymeye başlayamazsınız. Ama elbette aynı etkiyi yaratmak için doğal renklerle resmi kıyafetler giyebilirsiniz.
3. Başarılı İnsanlar İş Yerinde Resmi Takım Elbise Giymektedir
Davalar sadece röportajlarla sınırlı değildir. Tabii ki, bir röportaj için resmi olarak giyinmek, adaylara daha fazla güven duygusu aşılayabilir. Ancak işe giymek insanların daha iyi finansal kararlar almasına yardımcı olabilir. Bu, çalışmak için bir takım elbise giymek istemiyor olsanız bile, bir tane taşıyın ve önemli bir finansal karar vermeden önce bunu yapın ve düşünme şeklinizi nasıl değiştirdiğini görün.
4. Düz Tişörtler Erkeklerin Daha Çekici Görünmesini Sağlar
Bilim, düz tişört giymenin erkekleri kadınların giydiğinden % 10 daha çekici hale getirdiğini gösteriyor. Erkeklerin daha çekici olduğu ve beyaz tişört giydiklerinde veya işteyken kollarını katladıklarında işleri kolayca halledebilecekleri görülmüştür.
5. İş Yerinde T-Shirt, Üretkenliğinizi Artırır
İş yerinde, iş arkadaşlarınız çekiciliğinizi ve refahınızı ne giydiğinize göre değerlendirir. Araştırmalar, dikey çizgili gömleklerin insanları daha ince hissettirdiğini göstermiştir. Sanırım bu, sağlıkları ve insanların onlar hakkında ne düşündükleri konusunda bilinçli kadınlar için iyi bir seçim.
Eğer başarılı olmak istiyorsanız, başarılı insanların yaptıklarını yapın. İnsanların iş yerinde takip ettikleri sıkı kıyafet kurallarına bakılmaksızın, Mark Zuckerberg ofiste bir kapüşonlu ve kot pantolon içinde rahatça giyinmeyi sever.
Bilim adamları temelde ofiste resmi kıyafetlerden ziyade lüks spor kıyafetlerini süslemenin düşünce sürecinde bir fark yaratabileceği gerçeğine dönüşen ‘Kırmızı Spor Ayakkabıları Efekti’ olarak adlandırıyorlar. Steve Jobs, tıpkı mark gibi, kendine daha güvende hissettiren yeni bir ürün piyasaya sürerken, kot pantolon ve tişört giyiyordu.
7. İş Yerinde Doğru Ayakkabıyı Seçmelisiniz
Ayaklarımızı korudukları için bize daima ayakkabı giymeyi öğrettiler. Kısmen doğrudur. Diğer kısım. Göz ardı ettiğimiz en önemli kısım, ‘iş yerinde doğru / yanlış ayakkabıların seçilmesinin uzun vadedeki performansınızı etkileyebileceğidir.
Ortalama olarak, bir insan günde yaklaşık 8.000 – 10.000 adım atıyor ve çoğu ofiste birikiyor. Uygun olmayan ayakkabılar giyerseniz, nasıl iyi performans göstereceksiniz? Parmak arası terlik giymek iş için ihtiyatlı bir seçim olmayabilir. Ancak ofis binasına girdikten sonra ayaklarınızı rahatlatan her şeyi giyebilirsiniz.
Yanlış ayakkabılar giymenin gerçek hayat yansımaları var. Sadece sıkı bir kurumsal kodu takip etmekle meşgul olduğunuz için ayaklarınızın bir takım problemlere ev sahipliği yapmasına izin vermekten daha iyidir.
Hepsini Sarmak İçin
Resmi gardırobunuz işinizin başarısını bir dereceye kadar belirler. Bu, bir müşteriyle görüştüğünüzde seçtiğiniz kıyafetleri de içerir. Doğru kıyafetlerin olumlu bir etki bırakabileceği gibi, garip kıyafetler giymek insanları uzaklaştırabilir. Size rahat gelen ve size iyi görünen kıyafetler giyin.
Başarı için giyim konusundaki makalemizi okudunuz. Siz giyim konusunda nelere dikkat ediyorsunuz? Marka seçimi ile insanları değerlendirmek ve insanları dış görünüşleri ile yargılamak ne kadar doğrudur? Düşüncelerinizi bizimle yorum kısmından paylaşabilirsiniz.
Hepimizin hayatta rakipleri var. Bizi düşünmeye, gelişmeye, yeni beceriler elde etmeye iten kişilerden bahsediyoruz. Bazen bir rakibin gelişimi, karakterinizdeki belirli farklılıkları ortaya çıkarır. Diğer zamanlarda, bazı insanlar görünüşe göre hiçbir sebep yokken senden nefret ederler.
Ateşle, ateşle mücadele, paradigmasının aksine, bu rakibi nasıl elde ettiğinizden bağımsız olarak, aşağıdaki nedenleri göz önünde bulundurun ve rakiplerinizi neden gerçekten takdir etmeniz gerektiğini görün. Bu makale size sadece rakipleriniz tarafından nasıl rahatsız edilmeyeceğinizi değil, aynı zamanda onlara olan sevgiyi nasıl geliştireceğinizi de gösterecek.
Rakiplerinizi Sevmek İçin 8 Güçlü Neden
Sırrı öğrenmek için okumaya devam edin. Rakiplerinizi sevmeyi öğrenmelisiniz. Sevmediğiniz bir insandan hiçbir şey öğrenemezsiniz. Algılarınız her zaman kapalı olur. Bu nedenle kendinizi kontrol etmeli ve rakiplerinizden dahi öğrenmeyi kafaya koymalısınız. İşte size rakiplerinizi sevmek için 8 güçlü neden:
Öfke kontrolünde pratik yapmış olursunuz
Dürüst olmak gerekirse, rakipleriniz öfke yönetimi anlayışınızı anlamanıza yardımcı olacak en iyi insanlardır. Rakiplerinizin öfke konusunda içinizdeki en kötüyü ortaya çıkarmanın bir yolu olduğu doğru olduğunda, bu öfkeyi yönetme arayışınızda size yardımcı olabilecekleri de doğrudur. Sevdiğiniz birine gerçekten sinirlenemezsiniz ve sadece o zaman, onu nasıl yöneteceğinizi öğrenmeniz gerçekten sinirlendiğiniz zaman olur.
Öfke yönetimi teoride değil pratikte olduğunda daha etkilidir. Rakipleriniz ihtiyacınız olan ama aslında istemediğiniz terapistler gibidir. Onlardan nefret etmek isteyebileceğiniz ölçüde, sahip olduğunuz öfke dürtüsünü kontrol etme fırsatı sunarlar.
Sağlıklı rekabet için bir fırsat elde edersiniz
Bilmiyor olabilirsiniz, ancak rakipleriniz sizin içinizdeki rakibinize yardım ettikleri için büyük rakipler yaratırlar (bazen, bir rakiple karşılaşana kadar bu rekabetçi tarafı bilmeyebilir veya onunla konuşamayabilirsiniz). Rekabet etmek için doğru motivasyonu elde edersiniz ve bu sizi zafere teşvik etmek için uzun bir yol kat edebilir.
Bununla birlikte, bunu yaparken, rekabet ederken kendinizin daha kötü bir versiyonu olmamanızı da hatırlamanız önemlidir. Bir düşmana karşı çalışmak zordur ve bu süreçte kendinize veya ahlakınıza zarar vermemenizi sağlamanız gerekir. Bundan kurtulmak için ihtiyacınız olan tek şey sağlıklı rekabet.
Olumsuz yorumları, ilerleme kaydetmenize yardımcı olabilir
Rakiplerinizin sizin hakkınızda söyleyecek pek çok şeyi olmadığı doğrudur. Bununla birlikte, nefret yerinden bahsediyor olsalar da, söylediklerinde bazı gerçekler olabilir. Neyse ki, bir rakipten kötü bir şey duyduğunuzda, geri adım atıp kendinizi değerlendirmek isteyebilirsiniz. Bu rakibin söylediği şeyin doğru olma ve bu gerçekle yüzleşmenin, genel olarak daha iyi bir insan olmanıza yardımcı olma konusunda büyük bir adım olma ihtimali var. Bu, düşmanların kendi yöntemleriyle terapist olabileceğinin bir başka kanıtıdır.
Rakipler ayrıca güçlü müttefikler olabilir
Rakiplerinizi sevmek, onlarla etkileşim kurmak ve barışmak için çaba harcamak anlamına da gelebilir. Sonunda, ortak bir zemin oluşturabilir ve bir şeyleri düzeltebilirseniz, başka bir arkadaş edinmeyi başarmış olursunuz. Ve kimin arkadaşa ihtiyacı yoktur?
Bu, uzun vadede insanlarla çalışmanıza da yardımcı olabilir. Kişiler arası becerilerinizi geliştirirsiniz ve bu, defteriniz için büyük bir artı olabilir.
Çok sayıda olumsuzlukta, bir pozitiflik lekesi her zaman yolunu buluyor gibi görünüyor. Bazen, düşmanlarınız olduğu gerçeğinin bilinmesi, hayatınızdaki birçok olumlu ve iyi şeye odaklanmanıza da yardımcı olur. Çoğu zaman, hayatta gerçekten önemli olan şeyleri ihmal ederiz. Bu, sahip olduğumuz düşmanlarla aşırı derecede ilgilenmemizden kaynaklanıyor olabilir.
Bununla birlikte, bu kabulün sizi bir adım geri atmaya ve yapışkan şeyleri (ve sizi çevreleyen insanları) takdir etmeye teşvik etmesi de mümkündür.
Bir yanlış anlaşılma olabilir
Bazen bir rakibinizin olmasının nedeni çok zararsız olabilir. Bu parçalanmış ilişkinin nedenini bilmiyor olabilirsiniz ve rakibiniz resmin tamamlanmasına yardımcı olacaktır. Onlara basitçe yaklaşmak, kırığın nedenini anlamanıza yardımcı olacaktır. Bu da, ilerleyen ilişkinizi iyileştirmek için çalışmanıza yardımcı olabilir. Yanlış anlaşılmalar olur ve bunların etrafında çalışabilmen gerekir.
Rakiplerin olduğu gerçeğinin sürekli olarak hatırlatılması, sizi sevenleri hafife almamanıza da yardımcı olacaktır. Sevgi ve nefret iki karşıt duygudur ve birinin anlık olarak diğerini gölgede bırakması mümkündür.
Ancak, her zaman rakipleriniz olurken, sizi seven insanlar da her zaman olacaktır. Bu insanların sizin için yaptıkları için takdir edilmeleri gerekiyor. Rakiplerinizden size yansıtılan nefretin bunun yerini almasına asla izin vermeyin.
Nefrete gerçekten ihtiyacınız var mı?
Gerçek şu ki, rakipler yalnızca zehirli duygular getirir ve sizden kötü tepkiler üretir. Gerçekten müreffeh bir hayat yaşayacaksanız, tüm bu bagajı etrafınızda taşıyamazsınız.
Nefret kötüdür ve ondan kurtulmak için elinizden geleni yapmalısınız. Çok fazla duygusal yük taşırken hiç kimsenin hayatta gerçekten uzağa gidemeyeceği bilinen bir gerçektir. Nefret, var olan en büyük duygusal yüktür.
Network marketingde kariyer yapmaya karar verdiyseniz, sürdürülebilir bir başarı yakalamayı hedefleriz. Network marketingde sürdürülebilir başarı sırrını sorduğumuzda ise birçok konudan bahsedilebilir.
Başarılı olmak için genelin verdiği cevaplardan bazıları şu şekilde;
Olumlu olun
Coşkunuzu gösterin
Ürüne inanın
Karşılaştığınız herkesle konuşun
Her yüz hayır için birileri evet, diyecek
Ve sonunda ebedi ve zor olan, “Daha çok çalış.” cümlelerini saymak muhtemeldir.
Fakat mesleğimizde başarılı olmak için gerçekten ne gerekiyor ? İşte bir kısayol. Başarılı sürdürülebilir bir network marketing kariyeri için basit 9 kural;
1- Profesyonel Ol
Kulağa ne kadar kolay gelse de pratikte profesyonel olmak zor olabilir. Bir konunun profesyoneli olmak için, o konunun üzerine ciddi bir zaman harcamış, bilgi sahibi olmuş ve tecrübe kazanmış olmak gerekir diyebiliriz. Network Marketing kariyerinizde, başarılı olmak için profesyonel olmaya karar verin ve adımlarını buna göre atmaya başlayın.
YouTube kanalımızda network marketing profesyoneli olmak hakkında konuştuk. Bir network marketing profesyoneli asla satış yapmaz; amatörler ise sürekli satış yapmaya çalışır…
2- Dürüst ol
Gerçek, Yaratıcılık, Empati. Her zaman gerçeği söyleyin. Lehinize görünmediği halde, bile doğruyu konuşmaktan çekinmeyin. Bir çek kazanmaya bu kadar yakın olsanız bile, son altı ay boyunca hayatınızı adamış olsanız bile dürüstlükten ödün vermeyin. Çünkü dürüstlüğün bedeli, ölçülemez.
Seni geliştiren marifet; kutunun dışında düşünmen ve öğrendiklerini kullanmandır. Her engelin çözümünü bulmak için bir beceri geliştirin ve araçlardan faydalanın. Özellikle ağ pazarlaması için tonlarca kullanıma hazır formül bulabileceğiniz “networkokulu.net”te herhangi bir sorunun çözümü her zaman vardır.
Son olarak, başkalarıyla empati kurma yeteneğinizi geliştirin: kendinizi, hedeflerinizi, gelirinizi, hatta kendinize verdiğiniz sözleri unutun. Bir ihtimal ile karşı karşıya kaldığınızda, önemli olan tek şey şudur: Bu kişi gerçekten ne istiyor?
Ben, beni ve benim. Bunlardan uzak durun. Kendinize ne kadar çok referans verirseniz, ego-metreniz o kadar yüksek olur ve sonuçlarınız o kadar düşük olur. Egonu yükseltebilecek her şeyi bırak.
4- Kapmaya çalışma
Diyelim ki bir eğitim veya fırsat sunumunda başka bir şirketten biriyle tanıştınız. Veya başka bir network ürününü tanıtan birisini Facebook veya Twitter’da görüyorsunuz. “Puan!” diye düşünebilirsiniz. “İşte zaten pazarlama ağında olan biri. Ürünüm/fırsatım ondan çok daha iyi olduğu için, birlikte iş yapalım! ”Sizce o kişi ile bu şekilde nereye varabileceğinizi düşünüyorsunuz? Cevap açıktır: o kişi bırakacaktır. Bir şirketi bırakan kişi diğerini de bırakabilir. Liderler inşa et, onları çalmaya çalışma.
5- Büyük düşün
Devam edin, ürününüz ve fırsatınızla gurur duyun. Aslında, bir adım daha ileri götürün: tüm pazarlama ağı mesleği ile gurur duyun. Eğlenmeye vakit ayırın fakat iş yapacağınız zamanı iyi değerlendirin. Şansı olduğu için değil, ürün iyi olduğu için değil, (herkesin ihtiyaçları ve çıkarları farklı olduğu için orada değil) böyle bir şey varsa “dünyanın en iyi” fırsatına sahipsiniz diye düşünmelisiniz.
Büyük düşünün ve mümkün olduğunda sektörünüzün inceliklerini araştırın. Bir gün, bir yerlerden biri sizin için aynı şeyi yapacak ve sizi bu şekilde desteklemedeki zarif cömertlikleri için o kişiye sonsuza dek minnettar olacaksınız.
Bu durumu hayal edin: kendinizi iyi hissetmiyorsunuz, o yüzden bir doktora görünüyorsunuz. Ziyaretiniz sırasında doktorun ne söyleyeceğini ya da ne yapacağını tam olarak bilmemesi sizde rahatsız edici bir izlenim bırakır. O doktora güvenir misin? Seni muayene etmesine izin verir misin? Kesinlikle hayır. Mesleğimizde de aynıdır – ne söyleyeceğinizi ve her durumda ne yapacağınızı tereddüt etmeden bilmelisiniz. İşte bir eğitim için eğlenceli bir fikir: ekibinizle bir atölye çalışması düzenleyin ve farklı olası durumları, itirazları nasıl ele alınabileceğinizi en iyi şekilde tartışın.
7- Jargon’u bırak
Evet, ağ pazarlaması, şirketten şirkete değişen, bir dizi terimsel başlıklar ile doludur. Potansiyel müşterinizle konuşurken ne kadar yabancı kelime ve “içeriden” terimleri kullanırsanız, o kadar çok soru alırsınız. Beklentiniz ne kadar fazla soru sorarsa, o kadar fazla “düşünmek” ister.
Fırsatınızıbeklentinize nasıl sunduğunuzu ve her bir ‘jargon’ kelimesinden kurtulmayı dürüstçe inceleyin. On iki yaşında bir çocuk veya 70 yaşında bir teyze fırsatınızı anlayabilirse, herkes anlayabilir.
Anında tanışma ve alış yapmaya odaklanmayın. Kalıcı ilişkilerkurmaya odaklanın. Bugünden on, yirmi veya yirmi beş yıl sonra kendinizin nerede olacağını düşünün. İnsanların sizi nasıl algılamasını istersiniz? Ekibinin senin hakkında ne düşünmesini istiyorsun? Seni mümkün olan en yüksek saygı çerçevesinde tutmalarını istiyorsun, değil mi? Bunun için temel oluşturmaya şimdi başlayın.
9- Liderliğini geliştir
Ürün, teslimat oranları, komisyon veya niteliklerden asla şikayet etmeyin. Ünlü bir söz vardır;
“Seni tanımlayan şey sonuçlarındır.”
Sonuçlarınızı bir düşünün, beğenmediyseniz, üzülmeyin. Hemen kendinizi geliştirmeye başlarsınız. Ertelemekten vazgeçin.
Vizyon sahibi girişimci Elon Musk, PayPal’ın (PYPL), Tesla Motors’un (TSLA) ve SolarCity’nin (SCTY) kurucu ortağıdır. SpaceX’in kurucusudur. En son projesi ile tüm dünyanın odak noktası haline gelmiş mucit ve girişimci Musk, 2018 itibariyle Mars’a roket göndermiştir.
Birçok başarısız girişimi vardır ve bunların sonunda batmıştır. Batık haldeyken deyim yerindeyse vizyonuna tutunan Elon Musk, girişimciler için adeta bir fenomen haline gelmiştir. Şaşırtıcı başarısı Musk’un Steve Jobs, Howard Hughes, Henry Ford ve Bill Gates ile karşılaştırılmasına neden oldu.
Girişimciler Buraya! Elon Musk’ın 11 Sözünden Çıkarması Gereken Noktalar
Çoğunlukla zor bir çocukluğun ortasında Musk, acımasız bir iş disiplini (haftada 80 ila 100 saat çalıştığı biliniyor) ve inatçı tek görüşlü bir vizyon geliştirdi. O da çalışmak ve vizyonunun peşinden gitmek. Çağımızın en önemli girişimcilerinden olan Elon Musk’ın sözlerinden çıkarmamız gereken noktalara birlikte göz atalım;
Her zaman bir şeyleri nasıl daha iyi yapabileceğinizi düşünün ve kendinizi sorgulayın. – Elon Musk
Bir işi yaparken “ben denedim, olmadı” demek, her zaman kolayına kaçmaktır. Aynı zamanda “elimden gelen bu” demek de farklı değildir. İnsan her zaman daha iyisini yapabilir. Her zaman…
Yap ya da öl ama asla pes etme. – Elon Musk
Başarılı insanlarla sıradan insanların en büyük farkı bu felsefedir. Bir hedef koyduktan sonra ona bakış açımız bu şekilde olmadığı sürece işimiz çok zor. Çünkü bırakmak her zaman en kolayıdır.
İyi fikirler, artık delice olmadıkları ana kadar delicedir. – Elon Musk
Güzel bir fikriniz olduğu zaman, insanların sizi desteklemesini sakın beklemeyin. Çünkü destek olmak yerine size hep “nasıl olmayacağı, nasıl yapamayacağınız” konusunda uzun uzun konferanslar vereceklerdir. Ne zamana kadar? Siz onu yapıncaya kadar…
Üniversitedeyken hep, dünyayı değiştirecek şeylerin içinde olmak istedim. – Elon Musk
Başarılı insanları başarılı yapan şey, doğuştan gelen yetenekleri değildir; vizyonları sayesinde yeteneklerini sürekli geliştirme çabasıdır. Çok çalışmalarıdır.
Yalnızca tarihte bir iz bırakmak için çalışmıyorum. Mars’ta ölmek istiyorum. – Elon Musk
Sadece yapmanız gerekeni yapın. Emin olduğunuz şeyi sadece yapın, başarıyı düşünmeyin, başarı zaten size gelecek. Ne zaman? Siz o işte iyi olunca. Şu sözü hep hatırlayın;
“Hedefinizi yıldıza koyun; en kötü aya düşersiniz.”
Bir şeyler yapabilmek için yeterince hırslı olmalısınız. Yoksa sadece kendinizi yıpratırsınız. – Elon Musk
Bir işi yapmayı kafaya koyduktan sonra, bütün gücünüzle, odağınızla o işe yüklenmelisiniz. İşinizi sürekli geri plana atmanız, sadece sizin vaktinizi çalacaktır. Kendinize bunu yapmayın.
Bir şey yeterince önemli olduğu zaman, koşulların sizin lehinizde olup olmadığına bakmazsınız. – Elon Musk
Gerçekler hala gözünüzü korkutuyorsa, demek ki hedefiniz yeterince büyük değil. Sizin için olmazsa olmaz olan şey ne? Hayaliniz ne? Hayatınızda son 1 ayınızı yaşadığınızı düşünün; “ona ulaşmadan ölmek istemiyorum” dediğiniz şeyi hedefiniz haline getirin.
Bazı insanlar değişimi sevmezler. Ancak değişimi kucaklamalısınız. Kucaklamamanız yıkım demektir! -Elon Musk
Değişmeyen tek şey, değişimdir. “Ben böyleyim. Ben değişmem.” Diyen insanlarla dolu tarihin derinlikleri. Ve hiçbiri hatırlanmıyor. Değişime direnen kişi sönüp gitmeye mahkumdur.
Bir şeyi söylüyorum ve söylediklerim gerçekleşiyor. Her zaman tahmin ettiğim zamanda olmuyor tabii, ancak gerçekleşiyor. – Elon Musk
Düşündükleriniz, söyledikleriniz ve yaptıklarınız aynı doğrultuda olduğu zaman hedefinize net olarak ulaşacaksınız. Belki erken, belki geç… Ama eninde sonunda ulaşacaksınız. Çünkü bu bir yolculuk gibi; yolda yağmur yağabilir, sel oluşabilir, aracımız arıza yapabilir… Ama hedefinize ulaşmayı kafanıza koymuşsanız, ona ulaşacaksınız.
Haftada en az 80 veya 100 saat çalışın. Böylece başarı oranınızı geliştirin. Diğer insanlar haftada 40 saat çalışıyorsa onların 1 senede yaptığı şeyi siz 4 ayda yapacaksınız. – Elon Musk
Sıradan insanların yaptıklarını yapmak; onlar kadar çalışmak, onlar gibi yaşamak seni başarıya ulaştırmayacak. Düşüncelerinin sınırlarını yıkarak hareket etmeye başlamalısın. Kapasiteni zorladıkça, aslında ne kadar az çabaladığının farkına varacaksın.
Başarısız olmak da seçeneklerimizden biri. Başarısız olmadıysanız henüz yeterince yenilikçi değilsiniz. – Elon Musk
Bir işe başladığınız zaman, sonuçların arasında yapamamak da var. Bu normal bir şey. Lakin devam ettiğiniz sürece başarıyı da yakalayabilirsiniz. Lakin hiç hareket etmeyen biri, hiçbir şey kazanamaz.
Başarıyı yakalamak, başarılı bir insan olmak için herkesin öğrenmesi gereken bazı önemli dersler vardır. Bu noktalar tecrübelerden dersler çıkarmamızı ve bir bakış açısı geliştirmemize olanak sağlar.
Hayata sıfırdan bir başlangıç yapmak için erken yaşlarda, başarılı insanların tecrübelerini dinlemek, başarı hikayelerini dinlemek kadar önemli bir konu yoktur aslında. İnsanlar başarı yolunda hangi çukurlara düşmüşler, engelleri nasıl aşmışlar bize bakış açısı verir. Bu nedenle başarıyı yakalamanız için almanız gereken 5 mükemmel dersi sizler için derledik.
Başarıyı Yakalamanız İçin Almanız Gereken 5 Mükemmel Ders
Hayatta yapmak istediklerinizi bulmak ve hayallerinizi gerçekleştirmek, başarıyı yakalamak için bakış açısı alabileceğiniz 5 adet küçük; fakat mükemmel derslere gelin birlikte bakalım;
Başarıyı yakalamak için uymanız gereken birinci kural; İstediğin her şeyin ardından gidebilirsin. Ama istedikleri şeylerin peşinden giden başka insanları gözardı edemezsiniz. Öyleyse bütün mesele şu ki sıranızı beklemek mecburiyetinde değilsiniz. Yapacağınız şeyleri, başkalarının yaptığı şekilde yapmak zorunda değilsiniz. Kendi yolunuzdan gidebilirsiniz; kuralları yıkabilirsiniz. Sadece başkalarının kendi isteklerini elde ederken izledikleri yolu takip etmek zorunda değilsiniz.
Başarıyı yakalama yolunda almanız gereken diğer bir ders; 18.yy’da Avrupa’da yaygınlaşan ve nihayetinde ‘’Lohusalık Kara Ölüm’’ olarak adlandırılan ve Puerperal Humması veya Lohusalık Humması olarak Amerika’ya kadar ulaşan bir şey vardı. Esasen olan şey, kadınların doğum yapması ve doğumu takiben 48 saat içinde ölecek olması. Bu lohusalık Avrupa’nın yıkımı oldu ve bir asır boyunca daha kötüye gitti. Bazı hastanelerde doğum yaparak ölen kadınlar, toplam doğum yapan kadınların %70’ine ulaşıyordu.
Ama dönem, Rönesans Dönemi idi. Deneysel veri ve bilim zamanıydı. Gelenek ve mistisizm gibi şeyler artık hayattan çıkıyordu. Bunu yapanlar doktorlar ve bilim adamlarıydı. Lohusalık Kara Ölüm vakalarının sebebini araştırarak bulmaya çalıştılar bu nedenle okumak ve çalışmak zorunda kaldılar. Ölen kadınların cesetlerini inceliyorlardı. Sabah erken saatlerde otopsi yapıyor, ardından gidip bebeklerin doğumuna giriyor ve böylelikle rutin faaliyetlerini tamamlıyorlardı.
1800’lü yılların ortalarına kadar bu böyle devam etti. Daha sonra Yüksek Mahkeme Yargıcı Oliver Wendel Holmes’in aynı ada sahip babası Dr. Oliver Wendel Holmes, sabah saatlerinde otopsi yapan doktorların ellerini yıkamadan öğleden sonra doğumlara girdiğini fark etti. Ve ‘’Arkadaşlar, sorun sizde!’’ dedi. Diğer doktorlar tabii ki bunu göz ardı ettiler ve 30 yıl boyunca ona deli muamelesi yaptılar. Ta ki sonunda birilerinin ellerini yıkadıkları takdirde bu hastalığın ortadan kaybolacağını fark edene kadar. Tam olarak olan buydu.
Aletlerini sterilize etmeye ve ellerini yıkamaya başladıklarında, Lohusalık Kara Ölüm kaybolmaya başladı. Aslında anlatılmak istenen şey, ‘’Bazen sorun, sensindir.’’
Burada anlatılmak istenen esas şu: eylemleriniz ve hareketlerinizin sorumluluğunu almanız gerekmektedir. Doğru yaptığınız zaman övgüler alabilirsiniz, başarıyı üstlenebilirsiniz; fakat aynı şekilde hata yaptığınız zaman da sorumluluğunu üstlenmeniz gerek. Dengeli bir denklem kurmanız gerek. Sadece tek yönlü yapamazsınız. Başarıyı ve övgüyü üstlendiğiniz zaman hatalarınızı da üstlenmeniz ve sorumluluk almanız gerekir.
Başarıyı yakalamak için almanız gereken 3. ders;Birleşik Devletler Donanması SEAL deniz komandoları, belki de dünyadaki en seçkin savaşçılardan biridir. Gazetecilerden biri, komandolardan birine hangi adayların programı başarıyla tamamlayıp komando olmaya hak kazanabileceklerini sorar. Komandonun cevabı şu şekilde oldu: ‘’Kimin komando olabileceğini söyleyemem; ama kimin olamayacağını söyleyebilirim.’’
Dünyaya ne kadar güçlü olduklarını kanıtlamaya çalışırcasına dövmelerle kaplı kocaman şişirilmiş kaslarıyla ortada dolaşan adamlar, işte bunlar olamaz. Sorumluluklarını sürekli olarak başkalarına devreden, başkalarının üzerine atan ve kendisi hiçbir zaman bir şey yapmayan kendini beğenmiş liderler, işte bunların hiçbiri başaramaz.
Kendilerini sonuna kadar zorlamayan lise takımlarının yıldız oyuncuları bunu başaramaz. Sıska ve cılız gibi görünenler bunu başarabilir. Bunu başarabilenlere baktığımız zaman aslında korkudan titrediklerini görürüz. Komando olabilenlerin her şeylerini sonuna kadar kullandıklarını, harcadıklarını ve kanının son damlasına kadar savaştıklarını, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda tükendiklerini görürüz. Fiziksel ve ruhsal açıdan gücü kalmayanlar yanındakilere yardım etmek için ihtiyaçları olan enerjiyi içlerinde hissederler ve ortaya çıkarırlar. İşte bu insanlar komando olurlar.
Bu sizin fiziksel olarak ne kadar güçlü olduğunuzla alakalı değil. Ne kadar akıllı ya da ne kadar hızlı olduğunuzla da alakalı değil. Eğer seçkin bir savaşçı olmak istiyorsanız bunun için sağınızdaki kişiye, solunuzdaki kişiye gerçekten elinizden geleni yapıp yardımcı olmak için en iyisini yapmanız gerek. İşte insanlar bu şekilde bir yerlere geliyorlar.
Bütün her şeyi tek başınıza yapmak için dünya çok tehlikeli ve çok zorlu bir yer. Size tavsiye ettiğimiz gibi hayatta yapmak istediğinizi ve hedeflerinizi bulabildiyseniz eğer kimden yardım isteyeceğiniz ya da size teklif edilen bir yardımı ne zaman kabul edeceğinizi biliyorsunuz demektir. Bu becerinizi geliştirin. Pratik yaparak birbirinize yardımcı olmayı öğrenin. Size yardım sunulduğu zaman bu yardımı kabul etmek ve herhangi bir şeyi yapamayacağınızı bildiğiniz zaman yardım istemek.
Şaşırtıcı olan yardım istemeyi öğrenirken, etrafınızda her zaman size yardım etmeyi isteyen insanların olduğunu keşfedeceksiniz. Şu ana kadar bunu yapmadılar. Çünkü sizin yardıma ihtiyacınız olduğunu hiç düşünmediler. Siz daima her şeyi kontrolünüz altındaymış gibi yapmaya devam ettiniz ve ‘’ne yaptığımı bilmiyorum, sıkıştım, korkuyorum, bunu yapabileceğimi sanmıyorum’’ dediğiniz anda, sizi seven birçok insanın yardımcı olmak için gayret ettiğini ve sizinle ilgilendiklerini göreceksiniz. Fakat bu, onlarla ilgilenmeyi ve onları gözettiğiniz zaman olur.
Başarıyı yakalamak için almanız gereken 4. ders;Nelson Mandela, özellikle liderler dünyasında ayrı bir yere sahiptir. Çünkü o, evrensel olarak büyük bir lider olarak kabul edilir. Mensubu olduğunuz ulusa bağlı olarak değişik bazı şahsiyetleri de ele alabilirsiniz. Bu kişiler hakkında her birimizin farklı görüşleri vardır. Ancak Nelson Mandela, dünya çapında mükemmel bir lider olarak kabul edilmektedir. Aslında bir kabile şefinin oğluydu. Bir gün kendisine, “Büyük bir lider olmayı nasıl öğrendiniz?” diye soruldu. Bu soruya cevabı şöyle oldu:
“Babamla kabile toplantılarına beraber gidiyorduk. Babam kabilenin diğer önde gelenleri ile görüşmeye gittiği zaman dikkatimi çeken iki şey olduğunu hatırlıyorum. Birincisi, her zaman daire şeklinde oturmaları, ikincisi de babamın her zaman konuşan en son kişi olmasıydı.”
Hayatınız boyunca bir şeyler anlatabilmeniz için, dinlenmeyi öğrenmeniz gerektiğini, konuşacak son kişi olmayı öğrenmeniz gerektiğini söyleyebiliriz. Haftanın her bir günü yönetim kurulu toplantıları görüyoruz. Kendilerini iyi bir lider olarak gören, hatta gerçekten iyi liderler diyebileceğimiz insanlar bile bir odaya girip, ‘’İşte sorunumuz bu, bununla ilgili düşüncem bu, fakat sizin fikrinizi de merak ediyorum, hadi sizleri dinleyelim’’ diyorlar. Artık tabii ki çok geç.
Herkes konuşana kadar, fikirlerinizi saklama becerisi iki şeye sebep olur.
Birincisi; Herkesin kendi hislerini duyma imkânı ve herkese katkıda bulunduklarını hissetme olanağı verir. İkincisi;Düşüncenizi paylaşmadan önce herkesin düşündüğü şeyleri işitme fırsatı elde edersiniz.
Bu beceri gerçekten görüşlerinizi kendinize saklama becerisidir. Biri ile aynı görüşteyseniz başınız ile onayladığınızı göstermeyin. Biri ile aynı görüşte değilseniz, yine başınız ile onaylamadığınızı göstermeyin. Sadece öyle oturun ve karşınızdakinin söylemek istediği her şeyi dinleyin ve sadece soru sorun. Böylece ne demek istediklerini daha iyi anlar ve neden o şekilde düşündüklerini öğrenme fırsatınız olur.
Sadece ne söylediklerini değil, neden o görüşte olduklarını bilmeniz gerek. En sonunda konuşma sırası size gelecek. Aslında her ne kadar kolay görünse de kolay olmayacaktır. Aynı Nelson Mandela gibi en son kişi olarak konuşmayı öğrenin ve kendinizi alıştırın.
Kural 5: Konum önemlidir ancak mütevazı olmalısınız.
Başarıyı yakalamak için almanız gereken son der; Büyük bir konferans sırasında binlerce kişi önünde konuşma yapmak üzere davet edilen eski bir Savunma Müsteşarının hikayesi çok manidardır. Müsteşar arkasında PowerPoint ile hazırladığı sunumları ile elinde kahve fincanıyla sahnede duruyordu. Kahvesini yudumladı; gülümsedi ve kahveye baktıktan sonra bir hikâye anlattı;
“Biliyorsunuz, geçen sene de aynı konferansta konuştum. Geçen sene de müsteşardım. Geçen sene burada konuşma yapacağım zaman, beni Business Class ile uçurdular. Havalimanına geldiğimde, otelime götürmek için karşıladılar. Beni otele götürmeden önce girişim yapılmıştı. Odama kadar götürdüler. Ertesi sabah aşağı indim ve beni karşılamak için lobide bekleyen biri vardı. Beni alıp buraya aynı mekana getirdiler. Önce beni arka girişe götürdüler, sonra yeşil bir odaya girdik, bana güzel bir seramik fincanda kahve ikram ettiler.”
Sözlerine şöyle devam etti; “Buradan alınması gereken ders şu ki, seramik fincan asla benim için değildi; konumum, pozisyonum ve görevim içindi.‘’
Şunu asla unutmayın: İtibar veya şöhret kazanmaya, servet sahibi olmaya başladığınız zaman, insanlar size daha iyi davranmaya başlarlar. Her zaman kapınızı tutarlar, hatta siz sormadan bile kahvenizi hazırlayıp size getirirler. Size ‘’beyefendi’’, ‘’hanımefendi’’ diye hitap ederler. Size daha birçok şey hazırlayıp verirler. Aslında bunların hiçbiri sizin için değildir. Bütün bunlar konumunuz içindir.
Şunu asla unutmayın: her zaman alçak gönüllü ve minnettar olmalısınız. Size verilen tüm bu bedava şeyleri alabilirsiniz, avantajlardan sonuna kadar faydalanabilirsiniz ve kesinlikle tüm bunların tadını çıkarabilirsiniz. Fakat minnettar olun, bunların aslında şahsınıza yönelik olmadığını hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın.
Daha başarılı olmak için neler yapmalıyız? Başarı yolunda püf noktalar nelerdir? Hayatımızda daha başarılı olmak için uymamız gereken bir kural bulunmaktadır. Bu kuralı uyguladığımız zaman yarışta bir adım öne geçeceğiniz kesindir. Peki nedir bu kural? Zaman hakkında ne biliyorsunuz? Bir an için düşünün. Zaman için kişisel farkındalığınızı öldürdünüz. Zamanınızı yönetememeyi çok uzun zamandır yapıyorsunuz. Peki hiç düşündünüz mü zaman sizin için nasıl çalışıyor?
Büyük olasılıkla sabahları kalktığınızda zamanlamanızı veya o gün yapılması gereken şeyleri düşünürsünüz. Listenizi gün planlayıcınızda önceliklendirdiniz ve çalışmaya hazırsınız. Gün başlar ve de biter. Dürüst olun, günün sonunda, gün içerisinde bazı işleri yetiştirmek için neden acele etmediğinizi sorguladınız mı? Cevap basit, hayır. Belki de zamanı yönetmekle ilgili öğrendiğiniz her şey tam bir zaman kaybıdır. Peki doğrusu nedir?
Zamanın anlamını öğrenin.
“Zaman bir yanılsamadır.” – Albert Einstein
Zaman yönetimi gurularının bir farkı olduğu kesindir. Yazar Tim Ferriss zaman yönetimi hakkında çok şey biliyor gibi görünüyor. Sizin bilmediğiniz ne biliyor? Her şeyden önce zamanı anlamaya çalışın. Özellikle şuanın anlamını bilmelisiniz. Şuana odaklanmalısınız. Basit bir ifadeyle zaman, olayların olduğu andır. Fakat bizler, zaman tanımımızı bir saat ile sınırlandırma eğilimindeyiz. Fakat zaman bundan daha sofistike. Sofistike olan zaman tipi gerçek zamandır.
Zamanımız, gün, saat, dakika, saniye vb. ile ölçülür. Saat süresinde, tüm zamanlar eşit olarak geçer. Biri 20 yaşına geldiğinde tam olarak 20 yaşındadır, daha fazla değil. Daha az da değil. Gerçek zamanlı olarak, tüm zamanlar bakış açınıza bağlı olarak değişebilir. Dişçide harcanan 2 saat 5 yıl gibi hissedebilir. Güzel bir plajda geçirilen 5 saat 10 dakika gibi hissedebilir.
Hangi zaman diliminde yaşıyorsunuz? Eğer zaman yönetimi araçlarını ve aletlerini kullanıyorsanız, saatlerce yaşıyorsanız saatiniz önemli değil. Gerçek zamanda yaşıyorsundur. İyi haber, gerçek zaman zihinseldir ve siz yaratırsınız. Ve yarattığınız her şeyi yönetebilirsiniz.
Şimdi, “yeterli zamana sahip olmama” ya da “doğru zaman değil” gibi kendi getirdiğiniz sınırlamaları kaldıracak güce sahip olduğunuzu da bilmelisiniz. Bu yüzden, kendinize yaptırmanız gereken şey, her zaman saate bakmayı bıraktırmaktır.
“Zaman özünüzdür, onu akıllıca harcayın.”
Kendi zamanınızın efendisi olmak her şey demektir. Zaman geçirmenin üç yolunun anlaşılmasını gerektirir: düşünceler, konuşmalar ve eylemler. Hangi işte olursanız olun, ne iş yaparsanız yapın, işiniz her zaman bu üç şeyi kapsayacaktır.
Bu kavramı daha iyi anlamanız sizi daha da geliştirecektir. Zamanınızı yönetmek için normalde ne yaptığınızı düşünün. Görevlerinizi gün içinde zaman dilimlerinde planlamak işe yaramaz. Odak noktanız ilgisiz bir saat dilimi ise işiniz çok zordur. Muhtemelen çok fazla iş yapamayacaksınız. Çünkü kendinizi bir zaman dilimiyle sınırlıyorsunuz ve o zaman dilimi sizin için çok verimsizdir.
Yapmanız gereken şeylere zaman çizelgesi koymak yerine, gerçek zamanlı üretken düşüncelere, konuşmalara ve en fazla sonucu verecek eylemlere odaklanın. Örneğin, düşünceleriniz, yapmanız gereken görevler, konuşmalar, onları başarmak için oluşturduğunuz planlar ve onları tamamlamak için yapmanız gereken eylemler önceliğinizdir.
İşte size zaman ayırmanıza yardımcı olacak bazı teknikler:
Bir not defteri taşıyın ve bir hafta boyunca düşüncelerinizi, sohbetlerinizi ve aktivitelerinizi yazın. Bu size gün boyunca ne kadar başarabileceğiniz ve zamanınızın nerede geçirildiği konusunda bir fikir verecektir.
Kesintiler için zaman ayırın ve yaptığınız işten kendinizi uzaklaştırmak için zaman planlayın.
Zamanınızın yüzde 50’sini, sonuçlarınızın çoğunu üreten düşüncelere, konuşmalara ve etkinliklere adayarak geçirin.
Yalnızca başarınız için önemli olan herhangi bir konuşmaya veya etkinliğe zaman ayırın.
Her şeyin tamamlanmasının imkansız olduğunu anlayın.
Düşüncelerinizin, konuşmalarınızın ve faaliyetlerinizin yüzde 20’sinin sonuçlarınızın yüzde 80’ini oluşturduğunu unutmayın.
Zamanınıza hakim olmak, değerli bir çabadır. Düşüncelerinizi zaman çerçevelerinin sınırlayıcı etkisinden kaldırarak zamanınızı yaratıcı düşünceler, konuşmalar ve ölçülebilir sonuçlar üreten aktivitelerle yönetmekte özgürsünüz. Herkes yaratıcılığında farklıdır. Bu yüzden denemeye devam edin. Yaratıcı zihninizin neler ortaya çıkarabileceğini görün.
Girişimcilik üzerine söylenmiş muhteşem sözler nelerdir? Elon Musk, Bill Gates, Warren Buffett, James Cook, Seth Godin ve başarılı bir çok girişimcinin sözleri. Okuduğunuz zaman, motivasyonunuzu arşa çıkaracak, bakış açınızı değiştirecek bu sözleri gelin birlikte inceleyelim.
Girişimcilik, genelde insanların öcü olarak baktığı fakat insanlara, başarısız olmak seçeneğinin yanında, hayatının iplerini de eline alma imkanı sağlayan olgudur. Girişimcilik, deneyip bırakmakla ilgili değildir. Girişimcilik, hayatın her alanı ile ilgilidir.
Girişimcilik Üzerine Söylenmiş 19 Muhteşem Söz
Çevremiz tarafından çocukluğumuzdan bu yana bize öğretilen şeyler genelde, okuyup sigortalı bir iş bulmak veya memur olmak üzerinedir. Peki girişimcilik neden hiç öğretilmedi neredeyse %99’umuza? Çünkü çevremizde de girişimcilik ile ilgilenen kimse yoktu.
Dünyanın en önde gelen kişilerinin, Aristotales’ten Brian Tracy‘ye, James Cook’tan Elon Musk’a kadar bir çok başarılı insanın, hayat tecrübelerinden dökülen bu sözler umarız sizlere biraz olsun ışık olur.
İşte girişimcilik üzerine söylenmiş 19 muhteşem söz;
“Korkak eylemler korkak insanlar, cesur eylemler de cesur insanlar yaratır.” – Aristotales
“Yaşamınız ve işiniz, ancak siz iyiye gidiyorsanız, iyiye gider.” – Brian Tracy
“Hayattaki sıradan şeyleri sıradışı bir şekilde yaptığınızda, dünyanın dikkatini çekeceksiniz.” – George Washington
“Sevdiğiniz şeyi yapın, gerekli kaynaklar sonra gelecektir.” – Peter McWilliams
“Bu dünyada yol alan kişiler, ayağa kalkıp istedikleri koşulları arayan ve bulamadıklarında yaratan insanlardır.” – George B. Shaw
“Zayıf insanlar fırsatları beklerler. Güçlü insanlar ise fırsatları kendileri yaratırlar.” – Og Mandino
“Eğer biz imkansızı yapmazsak, olanaksız ile karşı karşıya kalacağız.” – Murray Bookchin
“Açıkça ve net bir şekilde söyleyemiyorsanız, sessiz olun ve yapana kadar üzerinde çalışmaya devam edin.” – Karl Popper
“Zorlukları aşmanın tek yolu, yeni girişimlerde bulunmaktır.” – Goethe
“İşte başarılı olmak için, müşterinin çıkarlarını kendinizinkinin önüne koyun.” – James Cook
“Şans, sadece sabırla çalışan ve azimle güç sarf etmeyi sürdüren kişilerin zihinlerinde buluş olarak belirir.” – Louis Pasteur
“Ürünleriniz için müşteriler bulmayın, müşterileriniz için ürünler bulun.” – Seth Godin
“Onun gerçekleşmesini izleyebilir ya da bir parçası olabilirim.” – Elon Musk
“Başarı, hareket halinde olmakla bağlantılıdır. Başarılı insanlar hareket halinde olmaya devam ediyorlar. Hatalar yapıyorlar; ama vazgeçmiyorlar.” – Conrad Hilton
“Risk, ne yaptığınızı bilmediğiniz zaman geçerlidir.” – Warren Buffett
“Bugün diğer insanların yapmadıklarını yapacağım; böylece yarın diğer insanların yapamadıklarını yapabilirim.” – Randy Gage
“Sonuçlar, problemleri çözerek değil, fırsatları değerlendirerek elde edilir.” – Peter Drucker
“Unutma, fırsat ne kadar büyükse, onu görenler o kadar az olur.” – James Cook
“Eğer aşk olmadan çalışırsanız, bir köle gibi çalışıyorsunuzdur. Aşkla çalıştığınız zaman, bir imparator gibi çalışırsınız. İşiniz eğlencenizdir.” – Osho
Kendini geliştirmek için yapmanız gerekenlerden biri de tavsiye almaktır. Kitap okumak, film izlemek, araştırma yapmak gibi başarılı insanların tavsiyeleri de, kariyer basamaklarınızda sizleri destekler. Kendini geliştiren başarılı insanlardan almamız gerekli olan bazı dersler vardır. Peki bu dersler nelerdir?
Bir insanı gelişebilir yapan şey nedir? Kendini geliştiren insan olmanın bir sırrı var mıdır? Genel olarak, kişisel hayatımızı ve ayrıca profesyonel yaşamımızı daha iyi hale getirmek için kendimize yeni yollar ararız. Çoğu zaman bu konuda öne çıkan insanların hayatlarından ilham almaya çalışırız. Onların yaptıklarını yapmaya çalışır, sözlerini araştırırız. Peki bu süreçte almamız gereken en önemli tavsiyeler nelerdir?
Başarılı İnsanlardan 7 Tavsiye
Kendimizi geliştirmek için birçok yol vardır. Bu yollar sizin günlük hayatınızı daha verimli geçirmenizi sağlar. Performansınızı zirveye çıkarmanızda yardımcı olur. Hayatında belli bir başarıya ulaşmış insanların tavsiyeleri de bizi, muhtemelen düşecek olduğumuz çukurlardan korur. Peki şimdi de kendini geliştiren insanların ortak kullandığı yöntemlerden 7 tanesini, yani başarılı insanların tavsiyelerinden seçmeleri şöyle sıralayalım:
Kim olduğunuz ve kim olmak istediğiniz arasındaki farkı kavrayın.
Kendini geliştiren başarılı insanların ilk tavsiyesi;
“Değişime doğru atılacak ilk adım, neyi değiştirmek istediğinizi tanımlamaktır.”
.. Daha sonra, sonucun ne olmasını istediğinize karar vermelisiniz. Daha sonra ne olduğunuzun ya da nasıl olduğunuz arasındaki köprü olan adımların ne olduğuna karar vermelisiniz. Kendimizi herkesten daha iyi tanıyoruz. Değiştirmek istediğimiz nitelikleri veya daha fazla kendini geliştirme konusunda ne görmek istediğimizi not edersek, olmak istediklerimizi eklemek veya azaltmak için daha verimli çalışabiliriz. Tutku ilk adımdır; değerlendirme ikinci adımdır; iç gözlem ve eylem bu adımları takip eder.
Şimdi sıra, başarılı insanların ikinci tavsiyesinde. Kişiler arası bağlantılarımızda bir değişiklik görmeyi gerçekten umut ediyorsak, harekete geçmek zorundayız. Bekleyerek, umut ederek hiçbir yere varamayız. Unutmayın;
“Binlerce kilometrelik bir yolculuk ilk adımın atılmasıyla başlar.” – Lao tzu
Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin.
Başarılı insanların üçüncü tavsiyesi, kıyas yapmamak üzerinedir. Kendini başkalarıyla kıyaslamayı bırak ve farklılıkları benimsemeye odaklan. Dünyadaki hiç kimse tam olarak başka biri değildir; her insanın kendine özgü bir şeyi vardır. Benlik saygısı, kendinizle barışık olmanın anahtarıdır.
Başarılı insanların belki de en önemli tavsiyesi, insanların kendilerini kabul etmeleri üzerinedir. Olmadığınız bir kişi şey olmaya çalışmayın. Bunun yerine ilişkilerde önereceğiniz harika nitelikleri geliştirin. Öz eleştiri ve itirazın yaygınlaşmasına izin vermek yerine, olduğunuz her şey için sizi kabul edin.
Etkileşimlerinize pozitiflik ve derinlik eklemeye çaba gösterin.
Daha derin nefes almaya, negatif stresi atmaya, endişelenmemeye çalışın. Her zaman başka bir gün olacak ve zor zamanlar geçecek. Hayatı hafif tutmak ve pozitif bir enerji olarak bir odaya girmek, insanları auranıza çekmek ve her seferinde iyi bir izlenim bırakmak için bunu unutmayın.
Başarılı insanların tavsiyelerinde altıncı sırada güven konusu var. Kendinizi ortaya koymak, yeni ilişkiler kurmak ve farklı yaşam alanlarından insanlarla bağlantı kurmak için çok önemlidir. İster içe, ister dışa dönük olsanız da, herhangi bir ortamda iç güveninizi bulmak çok önemlidir.
Varlığınızı teşvik edin
Başarılı insanların tavsiyelerinden sonuncusu kendinizi ortaya koymak üzerinedir. Her kimseniz, kişiliğiniz ne olursa olsun, nereden gelirseniz gelin bayrağınızı mutlaka dalgalandırın. Kim olduğunuzdan, bir insanın alıcı olamayacağından veya iyi tepki veremeyeceğinden korkarak, dünyaya sunmak zorunda olduğunuz şeyden çekinmeyin. Seni sen yapan şey zaten sahip olduğun her şeydir. Kendini geliştirmeye yönelik herhangi bir girişim, seni harika bir birey yapacaktır.
Thomas Alva Edison, ilköğreniminin yaklaşık 4 ay sonra algılamasının yavaşlığı nedeniyle okuldan uzaklaştırıldı. Bu süreçte kimya laboratuarı kurarak çalışmalar yaptı. Mors alfabesini öğrenerek bir telgraf aleti yaptı. Okuldan ayrılması onun için çok da kayıp değildi. Kendi başına da ilerleyebiliyordu.
12 yaşında trende yiyecek satmanın yanı sıra taşıdığı baskı makinesi ile haftalık gazete çıkarmaya başladı. Vagonda çıkan yangın sonucu hem işini kaybetti, hem de işitme duyusunun büyük çoğunluğunu kaybetti. Daha sonra telgrafhanede işe başladı.
Thomas Edison, 1879 yılında bir elektrik ampulünü geliştirdi ve yaşam alanlarında kullanılmasını sağladı .1883 yılında hayatının en büyük icadı ile Edison etkisi denen olayı gerçekleştirdi. Bu icadı ile ampul tanınıp sıkça kullanılmaya başlandı.
Edison diyabet nedeniyle hayatını kaybetti ve sonrasında evinin arkasına gömüldü. Ölümünden sonra saygı adına şehirde 1 dakikalığına ışıklar söndürülmüştür.
Edison’un uğraş dolu yaşamından geriye kalan ilham verici sözleri;
Edison, hayatını kazanmak isteyen, sıfırdan iş kurmak isteyen insanlar için kuşkusuz en mükemmel örnekler arasındadır. Girişimciler için ilham verici bir hayat hikayesinin yanında ilham verici sözleri de onlara yol göstermektedir.
Biz de networkokulu.net olarak hayatını değiştirmek isteyen, ilham almak isteyen insanlar için Thomas Edison’un sözlerini sizler için derledik. Burada belirttiğimiz sözleri sizler de hayatınızda kendinize rehber edinebilirsiniz.
Cesaretimi kaybetmiyorum, çünkü vazgeçilen her yanlış girişimleri doğru atılmış yeni bir adımdır.
Hayatın en büyük hataları, başarıya ne kadar yaklaştıklarını bilmeyen insanların vazgeçmelerinden dolayı olur.
Ben benden öncekinin bıraktığı yerden başladım.
Bazı yenilgilerin nedeni, insanların işi yarıda bıraktıklarında, başarıya ne kadar yakın olduklarını bilememeleridir.
Ben iyi bir süngerim, başkalarının kullanmadığı fikirleri kullanırım.
Her şey için zaman vardır.
Hiç yanılmadım, 10000 işe yaramayan yol buldum.
Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğidir.
Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz.
Dehanın %1’i ilham, %99’u terdir.
Thomas Edison’un hayatınıza ilham verecek sözlerini sizlerle paylaştık. Sizler de, hayatınıza yön verirken rehber edindiğiniz, sizleri etkileyen sözleri bizlerle aşağıda yorum kısmından paylaşabilirsiniz.
