Tanım olarak, inatçı, sıkı bir tutuşu olmak veya bir şeye sıkıca tutunmak anlamına gelir. Herkesi (kendiniz de dahil) elinde bir rüya taşıyarak dolaştığınızı hayal edin. O zaman biz kabadayı dediğimiz bu hayat ortaya çıkıyor ve yüzünüze yumruk atıyor. Ringlerde fırtınalar estiren Mike Tyson diyor ki;
Herkesin yüzüne yumruk yiyinceye kadar bir planı vardır.
Bazen bilgelik, en beklenmedik yerlerden gelir. Oprah Winfrey gibi ya da kuyudaki eşeğin hikayesi gibi inatçı olmak için esnek olmalısınız. Her neyse, Network Marketing’de başarısının zirvesine ulaşan liderler, kısmen inatçı oldukları için bunu yaparlar. Hayallerine güçlü bir tutuşla tutunur ve kimsenin onları çalmasına izin vermezler.
Bir de şöyle düşünün;
İstediğinizden daha yavaş hareket ediyorsanız- ne olmuş?
Eğer nakavt edildiysen- ne olmuş?
Düşündüğünden daha zorsa- ne olmuş?
Devrildiğinizde, gerçekten bu hayatta sadece iki seçeneğiniz kalır, ayağa kalkmak ve harekete geçmek ya da aşağıda kalmak.
Eğer hayat sizi yavaşlatırsa ve yolunuz beklenenden daha uzun sürerse, savaşmaya devam edin. Azim, gerçeği görmezden geldiğiniz anlamına gelmez. Network Marketing’deki sorunlardan biri, kendinizi vazgeçmediniz gibi hissettirmek için yapabileceğiniz çok şey olması, gerçekte uzun bir süre önce (ya da hiç başlamadan) vazgeçtiyseniz bile. İnsanlarla günlük diyaloglar kurmuyorsanız, o zaman inatçılık yapıyorsunuz demektir. Dayanıklılık, harekete geçmekten asla vazgeçmez.
Bir toplantıya gitmek, home-ofis alanınızı düzenlemek, facebook profilinizde dolaşmak, kimi arayacağınızı ve ne söyleyeceğinizi planlamak tutarlı bir eylemde bulunmak değildir… Kâr yaratmayan faaliyetlerle zamanınızı doldurmaktır. Ne yapacağınızı bilmiyorsanız hemen üst basamağınıza gidin. Network Marketing hakkında kafanızda soru işareti varsa önce bunları giderin. Ama daima hareket edin.
Bereket, harekettedir.