Bahar ayları , cıvıl cıvıl, renk renk günler olsa da bazılarımız için enerji dolu güzel günler olmayabiliyor. Hatta polen alerjileri, bahar dönemlerindeki hava değişiminden dolayı vücut direnci düşüklüğü ve bahar yorgunluğu sıkça yaşadığımız sorunlardan. Bir çok insan soğuk kış dönemlerinde bile hastalanmazken , bu aylarda ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor. Bu durumlar iş hayatımızı inanılmaz decede olumsuz etkileyebiliyor, performansımızı düşürebiliyor.
Daha önceki yazılarımızda bir girişimcinin işinin enerjiyle ilgili olduğundan bahsetmiştik. Bir girişimciyseniz asla işinizin aksamasını istemezsiniz, enerji seviyenizi ve vücut direncinizi yüksek tutmanın yollarını bulmak zorundasınız.
Peki özellikle bu bahar aylarında hem enerjimizi hem de vücut direncimizi nasıl yüksek tutabiliriz?
Bu aylarda vücudun direncini arttırmak için, gereksinim duyduğumuz vitamin ve mineralleri yeteri kadar almaya daha çok özen göstermeliyiz. Daha güçlü bir bağışıklık sistemi için antioksidan özellikli A,C,E vitaminleri olmazsa olmaz mikro besin ögelerimizdir. Hatta zayıflama diyeti yapıyor ve düşük kaloride besleniyorsanız ya da beslenmeniz düzensizse diyetisyeninizin ya da doktorunuzun önerisiyle multivitamin-mineral takviyesi alabilirsiniz.
Çağımızda eskisi kadar besleyici ve vitamin-mineral açısından kaliteli besinlerin olmayışı bizim bu mikro besin ögelerini takviye olarak almamızı zorunlu kılan nedenlerden biridir.
Balık, süt, yumurta , yeşil sebzeler ( ıspanak , kabak , brokoli gibi ) , domates, havuç ve kayısı gibi besinler A vitaminin zengin kaynaklarıdır.
Limon, portakal, mandalina, kivi, kuşburnu, yeşil biber, maydanoz, roka, ıspanak ve karnabahar C vitamini açısından zengin besinlerdir.
Yağlı tohumlar (ceviz, fındık, badem gibi),kuru baklagiller, tahıllar, yeşil yapraklı bitkiler ve bunların yağları ise E vitaminin zengin kaynaklarıdır.
Bu antioksidan kaynağı besinlere günlük beslenmenizde daha çok yer vermeye özen gösteriniz.
*Vücudun detoksunu ( toksin atımı ) en iyi sağlayan ve metabolizmayı çalıştıran en değerli içeceğimiz “su” dur. Kişinin günlük aktivitesine ve vücut ağırlığına göre değişse de günde ortalama 10-12 bardak su tüketmemiz gerekiyor.
Bizim kültürümüzde çay ve kahve tüketimi çok fazla olsa da bu içecekler kesinlikle su yerine geçen içecekler değildirler. Hatta bu içecekler diüretik (idrar söktürücü) olup vücudun susuzluğunu daha da arttırmaktadır. Bununla birlikte su tüketiminden bağımsız olarak günde 1-2 fincan bitki çayı tüketilebilir.
*Egzersiz planı yapabilirsiniz. Yaptığımız egzersizler vücudun enerji seviyesini ve beynin serotonin(mutluluk hormonu) salgısını arttırmasına olanak sağlar. Bu durumda kişinin daha üretken olmasını sağlar.
* Yeteri kadar omega 3 almaya özen gösterin. Omega 3’ün zengin kaynakları yağlı balıklardan uskumru, sardalya, ton, somon ve yağlı tohumlardan ceviz, badem, keten tohumudur. Omega 3 kaynagı olan balığa, haftada 2 gün ızgara ya da fırında pişirerek bol limonlu salatalarla sofralarınızda yer veriniz.