Her şey güzel olacak diye bir sunumum var.. Hala her şeyin güzel olacağına inanan iflah olmaz optimistlerden biriyim galiba. Her şeyin güzel olacağına inanırım ben. Öyle de demeye devam ederim, çalışırım, söylerim.

Her şeyin güzel olabilmesi için bizim de bir şey yapmamız lazım. Rahmetli ananem öyle derdi; “Her şeyi Allahtan beklemeyeceksin, sen ilk önce yapacağını yapacaksın, elinden gelenin hepsini yapacaksın. Senin artık yapacağın şeyler bittikten sonra Allaha dua edeceksin. “Allahım bu benim olsun.” diye. Ya da “bunu bana yap.” diye. Ama ilk önce sen yapacağın şeyleri yapacaksın. Sen yapacağını yapmadan dua edersen boşa dua edersin.”

Ben de buna çok inanırım. İlk önce yapabileceğim her şeyi yapmaya çalışırım. Sonra onun ellerine bırakırım, o biliyor zaten her şeyi. Ama bazen bizim hayattaki varolma amacımızı hatırlamamız gerekiyor. Bakın biz Türkiye’de yaşıyoruz. Bu ülkenin üzerinde yaşayan insanların kökenleri Türk. Türk öğretilerini biz unutmuşuz geçen zaman içinde. Türk öğretisi derki “Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz. Hiçbir şey…

Mesela;

“Nehirler kendi suyunu içemez.

Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez,

Güneş kendisi için ışıtmaz,

Ay kendisi için parlamaz,

Çiçekler kendileri için kokmazlar,

Toprak kendisi için doğurmaz,

Rüzgar kendisi için esmez,

Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.”

Doğanın anayasasındaki ilk madde şudur; “Her şey birbiri için yaşar.” Birbiri için yaşamak doğanın kanunudur. Biz ise ısrarla kendimiz için yaşamaya çalışıyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Becerebiliyor muyuz? Bazıları beceriyor ama mutsuz oluyor.

Siz kimin için kullanıyorsunuz varlığınızı? Kazandıklarınızı? Mutluluğunuzu kiminle paylaşıyorsunuz? Küçücük bir yerde mi? Küçücük böyle bir ekip ile mi? Ve/veya sadece kendinizle mi? Yoksa herkesle mi? Ya da paylaşabileceğiniz herkesle mi?

Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur.