- İlk olarak şiddetten ve kırıcı sözlerden uzak durulmalıdır. Yıkıcı olmak yerine yapıcı olunmalıdır.
- Okulun amacını, gelecekte ona sağlayacağı avantajları anlatılmalıdır. Okulu bırakma nedeni iyice araştırılmalıdır.
- Süreç içerisinde aile ile okul ve gerekiyorsa bir terapist ile iş birliği içerisinde olunmalıdır. Eğer terapist ile görüşme gibi bir durum söz konusu olmazsa yapılması gereken okul psikolojik danışmanı ile koordinasyonlu bir şekilde iletişim halinde olmak.
- Aile bireylerinin yapması gereken en önemli nokta okula gitmek istemeyen çocuk için suçlayıcı olmamaktır. Özellikle bu sorunla ilgili ne aile üyeleri birbirini ne de ebeveynler çocuğu suçlamalıdır.
- Çocukların aile bireylerinin birer yansıması olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden kesinlikle çocuğa olumsuz rol model olabilecek davranışlarda bulunmamanız gerekir. Çocuklar annelerinin ya da babalarının birer kopyasıdır. Bu yüzden okul ile ilgili görüş bildirirken çocukların yanında olumsuz tutumda olmamak gerekir.
- Çocuğa karşı aşırı koruyucu ailelerde aile tutumundan dolayı çocuklarda güvensizlik, çekingenlik, kaygı, girişken olamama gibi durumlar söz konusu olur. Bu yüzden çocukların okula karşı olumsuz tutumlar sergilemesi normaldir. Bu durumlarda çocuğun özerkliğini ve girişimciliğini kabul etmeli ve ona göre hareket edilmelidir.
- Bireysel gelişimi destekleyici yaklaşımlar önemlidir. Çocuk için kendi sorumluluklarını alabilen, seçimlerini yapabilen bir birey olarak yetiştirilmek ilerleyen süreci etkiler. Bu yüzden birey olarak çocuğu kabul etmek ve ona küçük sorumluluklar vererek okula hazırlamak gerekir.
- Okumak istemeyen çocuk için en etkili yöntem küçüklükten okula karşı olumlu tutum sergilemesini sağlamaktır. Ailenin burada sabırlı bir tutum sergilemesi, çocuğun duygularına önem vermesi gerekir.
- Çocuk için olumlu davranışlar sergilenmesi ve motive edici bir aileye sahip olması önemlidir. Motive etme derecesi yüksek bir ailede çocuk bireysel benliğini kazanır ve kendi hayatının sorumluluklarını almaya başlar.
- Anne ve babanın tutarlı ve kararlı olması gerekir. Çocukla ilgili alınan kararlarda birlikte hareket edilmesi önemlidir. Bir karar alırken çocuk için de doğru olanı yapmak onun fikrinin sorulmasıdır. Bu yüzden fikir birliği yapmak önemlidir.
- Aile, okula gitmek istemeyen çocuğa neden gitmesi gerektiğini net bir şekilde aktarmalıdır. Özellikle okula gitmediğinde çocuğun kendisini nasıl bir hayatın beklediğini bilmesi gerekir.
- Aile, çocuğun öğretmenleri ile iş birliği içerisinde olarak yaşanılan sorunları ve durumları birlikte değerlendirmelidir. Yaşanan olumsuzlukları çocuk için ortadan kaldırma adına çaba gösterirken bunu çocuğun gözüne soka soka yapılması yanlıştır.
Okula Gitmeme İsteği Neden Olur?
Okula gitmeme isteği günümüzde her yaştan çocukta sıklıkla görülür. Özellikle öğrencilerin okul dışında sahip oldukları hayatı okul için terk etme düşüncesi yüzünden bir şekilde okul ile bağ kurmak zorlaşır. Bu durum dışında okula gitmeme nedenleri şu şekilde sıralanır:
- Kaygı ve anksiyeteden dolayı okuldan uzaklaşma. Bu durumda çocuk bir kaygı yaşayarak okuldan uzaklaşabilir. Okul kaygısı, gelecek kaygısı, yaşam kaygısı… Bir çok kaygı türü bu durumda etkili olabilir. En temelinde de aileden ayrılma kaygısı yüksektir. Fakat bu ayrılık kaygısı genellikle ana sınıfı ya da ilkokul için geçerlidir. Lise okumak istemeyen çocuk ise daha farklı yaşam kaygılarına sahip olabilir. ,
- Okulda geçirilen sürenin fazla olması çocuğun sıkılmasına ve okula gitmeme isteğine neden olabilir. Okul için ayrılan süre haftada 5 günden toplam 30 saat yapar ve bu durum oldukça fazladır. Ek olarak özel okulda etütlerin de bulunduğunu düşündüğümüzde okulda geçirilen süre isteksizliğe neden olur.
- Okulda yaşanan zorbalık, çocuğun okuldan korkmasına ve gitmek istememesine neden olur. Bu durumda zorbalıkları fark etmek ve çocuğun yüksek yararını gözetmek okul psikolojik danışmanı ve sınıf öğretmeninin işidir.
- Arkadaş çatışmalarının yaşanması ya da dışlanma. Bu durumda genellikle çocuk yalnız kalacağını düşünür ve okula gitmek istemez. Olumlu bir sınıf ortamı yoksa çocuk için de olumsuz ortamdan kaçma ihtiyacı hissedilir.
- Cinsel taciz. Okullarımızda istenmeyen fakat maalesef olabilen bir durumdur. Bu durumda çocuk okula gitmeyi bırakın önünden bile geçmek istemez. Yapılması gereken durumu erkenden fark etmektir.
- Sosyal kaygı bozukluğunun varlığı okumayan ergen bireylerin okuldan iyice soğumasına ve uzaklaşmasına neden olur. Okula karşı olumlu tutum geliştirmesinde çocuğa destek olmak gerekir.
- Son olarak ergenlik, okula karşı en büyük düşmandır. Ergen bireyler yaşamın her alanında isyankar olabildiği gibi okula karşı da her an bir isyan durumunda olur. Bu nedenle okula gitmek istemezler.
Çocuğun Okulu Sevmesi İçin Ne Yapmalıyım?
Çocuğun okulu sevmesi için bazı yöntemler bulunur bu yöntemleri uyguladığınızda çocuğa okula sevdirmeniz mümkündür. Aşağıda belirtilen yöntemleri uygularken sabırlı olmalı ve düzenli bir şekilde uygulamanız önerilir.
- Birlikte zaman geçirin ve sohbet edin. Bu durumu kesinlikle çocukla arkadaş olmak gibi algılamayın. Sohbet ederek hayatın genel biçimini ve düşüncelerini öğrenin. Her zaman size yakın hissetmesini sağlayın.
- Arkadaşları ile çocuğunuzu bir kıyaslamaya girmeyin. Herkesi eşit görün.
- Despot ve koruyucu davranışlar sergilemeyin.
- Kendi yaşamınızda oluşan kaygıları çocuğunuza yansıtmayın.
- Kendiniz örnek olun. Çocuğunuzla birlikte çalışın, kitap okuyun, yararlı aktiviteler yapın.
- Ona gurur duyduğunuzu hissettirin. Yaşamın neresinde ne olursa olsun her an sizin desteğinizi kalbinde hissetsin.
Keşfedin: İdealist İnsan