Endişe hayatın bir gerçeğidir. Psikolojik yapımızın bir parçası olan bu duygu, refah duygumuzu tehdit eden durumlarla karşılaştığımızda otomatik olarak devreye girer. Bu eğilim genetik olarak beynimize gömülü olduğu için harekete geçmesini engellememiz mümkün değildir. Bununla birlikte, yeterli farkındalığa ve disipline sahipsek sağlığımızı etkilemesine izin vermeyiz ve onu kontrol etmesini öğrenebiliriz.
Endişenin düşüncelerimize hakim olmasına izin vermek stres ve depresyona neden olabilir. Bahsettiğimiz korkuların çoğunun asılsız olduğunu aslında bilmiyoruz; akıllarımız, korkulan durumların ortaya çıktığı bir senaryo kurmayı alışkanlık haline getirmiştir. Kontrolsüz bırakılırsa, bu hayali korkular gerçekliğimize dahil olacak, böylelikle gerçeğe dair görüşümüzü zorlayacaktır. Endişelerimizi kontrol altına almak için düşüncelerimizi olumsuz hayallerle beslemeyi bırakmalıyız. Bunun yerine, odağımızı çevremizdeki net gerçeklere daha çok vermeli ve gerçek endişelerimizi ve endişelerimizi burada değerlendirmeliyiz. Bu daha sonra endişemizi azaltacaktır.
Yine de şu soru ortaya çıkıyor:
Endişeyle Nasıl Baş Edebiliriz?
Dürüst olmak gerekirse, endişe ile baş etmek kolay bir iş değildir. Genetik yapımız beynin bu otomatik tepkisine karşı dayanmakta zorlanır. Ancak istekli olma ve uygulama yoluyla, endişeyle nasıl baş edebileceğimize yön verebiliriz.
İlk ve en önemlisi, endişelerimizin doğasını anlamak zorunda olduğumuzdur. Onların nereden geldiğini ve neden böyle bir his yaşadığımızı bulmalıyız. Bu anlayış olmadan, endişeler düşüncelerimize hükmettiği için uygun sonuçlar bulamayız.
Endişelerinizin doğasını anlamak, bizim bakışımıza açıklık getirecektir. Bu önemli faktör, korkunun zihnimizdeki etkilerini değiştirmenin anahtarıdır. Endişelerimizi fark ettikten sonra, nedenlerimizin müdahale etmesine izin verebiliriz; o zaman endişemizin gerçek sebebi ile ilgili bir analiz yapabiliriz. Yine de, farkındalık ve anlayış yeterli değildir, bir temeli olmayan korkumuzu bırakmaya istekli olmak da bir zorunluluktur. Endişe algımızı değiştirmeye istekli olmazsak, gerginliğimizi azaltma şansımız çok az olacaktır.
Endişlerimizin kaynağını doğrulamak zaman, disiplin ve sebat ister. Endişe bizim düşüncelerimize her girdiğinde, müdahaleyi farkındalık yoluyla uygulamak zorunludur, sonra endişelerimizin gerçekliği hakkında bazı doğrulamalar yapmak gerekir. Hakikati kurgudan çıkardığımızda, düşüncelerimizi yeniden programlayarak yalanları ortadan kaldırmak zorundayız; ilkin zor olsa da pratik yapmak sizi mükemmel hale getirir.
Kendinizi endişelerle boğmadan önce, aşağıdaki yaklaşımları göz önünde bulundurun:
- Kendinize sorun: Neyle ilgili endişeliyim? Korkumun bir sebebi var mı?
- Durumun bir analizini yapın ve gerçeği gerçek olmayandan ayırın.
- Endişe etmekten ziyade çözüm bulmaya odaklanın.
- Endişelerinizin nedenini bulurken sağduyunuzu kullanın.
- Eğer anlamsız endişeler karşınıza çıkarsa, kendinizi üretken faaliyetlerle meşgul ederek bu endişeye karşı çıkın.
- Kendi ustalık yolunuzu araştırın.
***
Endişelerimizle kendimizi cezalandırmak zorunda değiliz. Kendimizi, kendi kendimize yarattığımız korkularımızla sınırlandırmamız veya endişelerimizin gerçek doğasını anlayıp anlamamamız her zaman bizim tercihimizdir. Hayatta endişelenmekten çok daha fazlası vardır. Bunu düşünerek kendinizi daha çok pozitifliğe maruz bırakarak endişe duymaktan uzaklaşabilirsiniz.