Silva Network Online Eğitim Rehberi

Silva Network network marketing eğitimleri sayfamıza hoş geldiniz. Networkokulu.net olarak güzel bir eğitim geçirmenizi dileriz. Bu içeriğimizde, 18 Mayıs Pazartesi, Silva Network eğitimi içerisinde geçen hikayelere, sözlere, videolara ve çok daha fazlasına ulaşabilirsiniz.

Hedef / Hayal 

Etrafımızdaki her şey birilerinin hayaliydi. Önce hayal ettiler. Evi, mutfağı, masayı. Elimizdeki telefonu bilgisayarı, konuştuğumuz programı hayal ettiler. Önce kafalarında canlandırdılar. Daha sonra onu yapmak için çabalamaya başladılar.

Hayatta kimse sizin yerinize, sizin yerinize savaşmaz. Herkes kendi savaşını verir. Peki bu savaşı ne için veriyorsunuz? Ay sonunda kirayı, elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarını, çocuğunuzun okul masraflarını ödemek için mi savaşacaksınız? Yoksa hayalleriniz için mi?

1 Milyon Dolar paranız olduğunu düşünün. Bu kadar paranız olduğunu varsayarak şu sorulara cevap verelim;

  • Kaçınızın evi aynı olurdu?
  • Kaçınızın gardrobundaki elbiseleri farklı olurdu?
  • Aynı ayakkabıları giyer miydiniz?
  • Arabanız aynı olur muydu?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar farklı ise, sizin  de hayalleriniz var demektir. Peki küçüklüğümüzden bu yana bize ne öğretildi?

  • Güzel araba görürüz – Boşver, biz alamayız o arabaları.
  • Güzel bir ev görsek – Bize gelmez o evler. Çok pahalı.
  • Güzel ve kaliteli bir elbise görsek – Pazardan aldığımız da aynı, boşver.
  • Bu domatesler sağlıklı mı? – Herkes yiyor. Ölmüyor. Ne olacak ye gitsin.
  • Bir şirket yönetmeyi, bir ada satın almayı. Deniz kenarında bir ev almayı hayal ettiğimiz zamanlarda dışarıdan bir ses şunu der – Boş boş hayaller kurma. Hayaller dünyasında yaşıyorsun.

[read more]

Tüm bu süreçleri mutlaka yaşamışızdır. Ancak bir süre sonra dış ses, artık iç sesimiz olmuştur. Çünkü büyümüşüzdür. Lise, üniversite bitti derken… Artık KPSS çalışmamız gerekir. Kazanamazsak evlilik süreci başlar. Sonra çocuk… Sonra çocuğumuzun okulu vs… Süreç başa döner. Peki hayallerimize ne oldu?

Hayaliniz olmadan network marketing sadece bir iştir. Onu iş gibi görürsünüz. Öylece çalışırsınız. Hemen pes edebilirsiniz. Ancak hayaliniz varsa, ancak o zaman her şeyle mücadele edebilirsiniz.

  • Neden buradasınız?
  • Neden network marketing yapıyorsunuz?
  • Neden toplantılara katılıyorsunuz?
  • Bu soruları hiç soruyor musunuz kendinize?

Şuan birçok şey yapıyor olabilirdiniz. Buraya ayıracağınız 1 saat yerine çocuğunuza daha fazla vakit ayırabilirdiniz. Tv veya sevdiğiniz bir diziyi izleyebilirdiniz. Uyuyabilirdiniz. Sıkıntılarınız elbete var ama başkaları gibi düşünmemeyi seçebilirdiniz. Neden?

Çünkü hayalleriniz ve hedefleriniz bu işi yapma sebebinizdir. Bu ticarette önce hayal kurarsınız, sonra para kazanırsınız. Klasik ticaretten en büyük farkı budur.


Dünyadaki Zenginlerin Sıfırdan Milyoner Olma Oranı

Hayal, network marketingde önemsenmeyen bir konudur. Ancak atlanılan nokta, burası inşa edeceğimiz sarayımızın temelleridir. En önemli kısım burasıdır.

Dünyadaki zenginlerin, milyonerlerin yüzde kaçı sıfırdan gelmiştir sizce? Yapılan araştırmalara göre %82’si sıfırdan milyoner olmuştur. Bu ne demek oluyor? % 82 ihtimal ile milyoner olacağız. Hayallerimize ulaşacağız. Hedeflerimizi başaracağız. Bunun için inanmanız gerekiyor hayallerin en önemli konu olduğuna.

Çünkü hayattan ne istiyorsak, hayat bize onu verecek. Çok para istiyoruz, ancak ne kadar? Çok paradan kastımız ne? Aylık ne kadar para kazanmak çok gelir? 10.000 Dolar mı? 1 Milyon dolar mı?

Bir söz vardır: Neye odaklanırsan onu çekersin. Neye odaklanırsan o büyür.

İstemediğimiz bir şeye sahip olamayız. Hayal, hedef kurup onları istemeliyiz. Tabii ki sadece istemek yetmez, harekete geçmeliyiz. (Kur’an’da geçen, dua ve amel birlikte geçiyor. İki günü aynı olan zarardadır.)

Kendine sorman lazım, olduğun yerden memnun musun? Ağaçtaki meyveden memnun değilsen meyveyi koparman onu değiştirmeyecek. Kökü değiştirmen lazım. Görüneni değiştirmek için görünmeyenden başlamalısın.

Cennete gitmeyi istiyoruz. Cenneti görmedik. Ama çok istiyoruz oraya gitmeyi. Gideceğimize inanıyoruz. Orası hayallerimizde. Onun için namaz kılıyor, oruç tutuyor, ibadet ediyoruz. O yüzden gerçekten hayallerimizi belirlememiz, yazmamız lazım…

Hayaliniz olmalı. Hayaliniz olmazsa, yaptığınız hiçbir şey işe yaramaz. Hayaliniz ne kadar imkansız görünürse görünsün, mutlaka bir yolu vardır. Siz inandığınız ölçüde  her şeyi elde edebilirsiniz.

Vizyon – 1 >>

[/read]


Roger Bannister Hikayesi

“Başarmanın sırrı inanmaktan geçer.”

Toplumların ya da daha özelde bireylerin değişmesinin ve gelişmesinin önündeki en büyük engel inanmamaktır. Tarih bize defalarca bunu göstermiştir. İnanan ve bu uğurda elinden gelen tüm gayreti sarf eden, eninde sonunda başaracaktır. Bazen toplumun beklediği de yalnız birisinin başarmasıdır. Biri o kapıyı açtı mı peşinden niceleri o kapıdan geçecek inancı ve gücü bulabilir kendinde. Başaran herkes hatırlanır mı bilinmez, ancak o kapıyı ilk kez açanlar hiçbir zaman unutulmaz.

Roger Bannister, 23 Mart 1929 yılında Kuzey Londra’nın Harrow bölgesinde dünyaya geldi. Çok küçük yaşlardan itibaren koşuya yeteneği olduğu anlaşılıyordu. Ancak Bannister kendini tümüyle koşuya adayan biri değildi. 17 yaşında amatör olarak koşmaya başladıktan sonra Oxford Üniversitesi’nde tıp okuyacak kadar zeki ve çalışkandı. Nöroloji bölümünde uzmanlaşan Bannister’ın hayali ise 1952 yılındaki Helsinki Olimpiyatları’nda 1500 metrede madalya almaktı. Ancak İsveç macerası onun umduğu gibi geçmeyecekti. Uğruna çaba sarf edilen, ancak başarılamayan şeyler büyük enkazlara yol açabilir. Dördüncü olarak madalyayı kaçıran genç Bannister da olimpiyat oyunları sonrası sporu bırakmayı ciddi ciddi düşündü. Ancak sonrasında çok sevdiği atletizme veda etmek yerine kendine yeni bir hedef koydu. Bu hedef öylesine büyüktü ki daha önce hiçbir insan tarafından başarılamamıştı: 1 mil yarışını 4 dakikanın altında koşan ilk insan olmak!

[read more]

Mil yarışı (1600 metre) o zamanlar son derece popüler bir branştı. Birçok orta mesafe atletin şansını denediği bu branşta, 4 dakikanın altına inmek imkansız olarak nitelendiriliyordu. Çünkü uzun süredir kimsenin kıramadığı rekor 1945 yılında 4.01.40 dakika ile Gunder Hagg’a aitti. Bannister’ın meydan okumayı kazanması için 10 yıldır yanına yaklaşılamayan bu dereceden daha hızlı koşması gerekiyordu. Oxford Üniversitesi’nde tıp eğitimine devam ederken okulun atletizm pistinde çalışmak için günde sadece 45 dakika kadar vakti vardı. Ancak Bannister bu kısa süreli antrenman vaktinde o güne kadar görülmemiş yöntemler kullandı. Yüksek hızlı ataklar yerine ortalamanın biraz daha üzerinde bir tempo belirleyerek koştuğunda daha az oksijen tüketeceğini fark etti. Bunun için de hazırlıklarında 1600 metre koşularını değil, 400 metreyi mümkün olduğunca fazla tempolu ve çok daha fazla tekrar yaparak hazırlanmayı tercih etti.

2 Mayıs 1953’te, 1600 metreyi 4.03.60 dakikada koştuktan sonra “Bu yarıştan sonra mil yarışında 4 dakikanın altına inmenin imkansız olmadığını fark ettim.” diyordu.

6 Mayıs 1954 – Yer: IFFLEY RD TRACK, OXFORD

Start verildi ve yarış başladı. Yarışın henüz ilk saniyelerinde tavşan atlet Chris Brasher ön tarafa geldi ve tempo yüklemeye başladı. İkinci ve üçüncü sıralarda sırasıyla; Bannister ve bir diğer tavşan atlet Christopher Chataway bulunuyordu. Her iki tavşan atlet de Bannister’ın yakın arkadaşlarıydı ve söz konusu meydan okuma için birlikte hazırlanmış, hangi bölümde nasıl bir tempoyla koşulacağı konusunda planlarını birlikte yapmışlardı. Brasher yarışa öyle bir tempo yükledi ki, henüz 35 saniye geride kalırken kameranın görüş açısında bu üçlüden başka bir atlet gözükmüyordu.

Kronometreler 02.25.00’i gösterirken Brasher görevini tamamlamıştı. Chataway gaza bastı ve ustaca öne gelerek tempoyu artırmaya devam etti. Artık yalnızca Chataway ve Bannister kalmıştı.

03.36.20 – Son tura girilmişti ve 300 metreden az bir mesafe kala Bannister artık tek başına kalmıştı. Tavşan atletler sadık birer dost gibi görevini yapmış ve kenara çekilmişlerdi. Şimdi ise insan vücudunun sınırlarının + sonsuza en çok yakınsadığı o saniyelerde, Roger Bannister imkansızı başarmak için koşuyordu..

Yarış bitmiş ve Bannister büyük bir kalabalığın izlediği bu çılgın savaş sonrası kendisini, yarışı ilgiyle takip eden yakın arkadaşı Nicholas Stacey’nin kollarına atmıştı. Ayakta duracak hali yok gibiydi.

Mikrofon Norris McWhirte‘ün elindeydi. Merakla beklenen dereceyi açıklaması için pisti dolduran 3000 kişi kulak kesildi: “Yarış derecesi: 3 dakika….” Cümle tamamlanmadan herkes sevince boğulmuştu. İnsanoğlunun asla başaramayacağına inanılan rekor kırılmış ve Bannister, 1600 metreyi 03.59.40 koşarak bu disiplini 4 dakikanın altında koşan ilk atlet olmuştu.

[/read]


Hayallerinizi Hedeflerinize Dönüştürün – SMART Tekniği

Herkesin hayali vardır. Ama hayal ile temenniyi ayıran nokta bunun SMART olup olmadığıdır. Eğer nereye gittiğimizi bilmiyorsak, ya hava almaya çıkmışızdır ya da kaybolmuşuzdur. Bunun için varış noktamız olması gerekir. Varış noktası da ölçülebilir olmalıdır. Peki nasıl?

  • Specific: Belirgin/Net – Detayları net, belli olmalıdır. Daha sağlıklı olmak istiyorum. Bu belirgin bir hedef değil. Daha sağlıklı bir hedef ne demek? Daha sağlıklı olmak için kilo vereceğim. Bu biraz daha belirgin bir hedef değildir. Daha sağlıklı olmak ve kilo vermek için haftada 4 gün birer saat yürüyüş yapacağım.
    Ya da ev almak istiyorsunuz diyelim. Nasıl bir ev istediğiniz belli olmalı. Oda sayısı, bahçesi, kaç katlı olacağı, nerede olacağı vs..
  • Measurable:  Ölçülebilir – Ne kadar? ve Kaç tane? Sorularına cevap verebilmemiz gerekir. Belirlediğimiz hedeflerin ölçülebilir olması gerekiyor. Zengin olmak istiyorsunuz. Ancak zenginliğin ölçülebilir oranı ne? 1000 TL, 10.000 TL, 100.000 TL mi? Ev istiyorsanız, ne kadarlık bir ev?  Ya da 2 Ayda 8 kilo vermek istiyorum. Bu ölçülebilir bir hedeftir.
  • Attainable: Ulaşılabilir – Çok kolay hedefler demek değildir. İmkansız da olmamalıdır. Ayda 2000 TL para kazanıyorsunuz diyelim. 6 ay sonraya Ferrari alacaksınız, 1 Milyon TL. Yani sizin 6 ayınız var. Siz çok çalışsanız ve diğer ay 5 bin TL kazansanız bile daha arada çok fazla miktar var. Bu hedefinize bu şekilde ulaşamazsınız.
    Bu nedenle hedeflerinizi ne çok kolay ne de çok absürt bir uzaklıkta belirlemeyin. Bu sizin motivasyonunuzu düşürür.
  • Relevant: İlgili – Diyelim ki 1 Milyon Dolar istiyorsun. Neden? Çünkü emekli olduğunda rahat olmak istiyorsun. 100 Bin Dolar istiyorsunuz. Yurt dışında eğitimim için gerekli. Bu düşünce sizin hedefinizle ilgilidir. Sizi motive eder. Parayı nereye harcayacağınızı bilirsiniz.
  • Timely: Zamanlı – Neyi ne zaman gerçekleştirmek istediğinizi belirlemezseniz, onu elde edemezsiniz. Bitiş çizgisi olmalı. Çalışma yoğunluğunuzu ayarlar bu madde. 1 milyon doları 10 yıl veya 1 yıl sonra istemek arasında dünyalar kadar fark vardır. Kendinizi buna göre ayarlarsınız.

Vizyon Part 2 >>


Sözler 

Eğer kurduğunuz hayale insanlar gülmüyorsa, o hayal yeterince büyük değildir.

 

[read more]

Allah, nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmazmış.

Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.

Yıldızlara nişan alın, en kötü AY’ı vurursunuz.

Bu hayatta garanti olan bir şey varsa o da şudur; Eğer kendi hayalinizi inşa etmezseniz, bir başkası sizi, kendi hayallerini inşa etmek için çalıştırır.

Hayallerinize gerçekten ulaşabilirsiniz, eğer onlardan vazgeçmezseniz.

“Düşünceler, duygulara, duygular davranışlara, davranışlar da sonuçlara dönüşür. ” – T. Harv Eker

“Birçoğumuz nasıl gerçekleşeceğini anlayamadığımız için, asıl isteklerimizi dileme iznini kendimizden esirgeriz.” – Jack Confield

“Aç kal, budala kal.” – Steve Jobs

[/read]