“Başarı yoluna boş bir heybe ile girersen, yolun dik, hedefin uzak oluşu seni bu yoldan alıkoyabilir. Ama yola çıkmadan önce ‘azmin kapısını çalıp heybene ‘inanmak’ kelimesini koyarsan, başarı yolunun ne kadar düz, hedefin ne kadar yakın olduğunu görürsün” – Mehmet Ali Güneş.
Hepimiz hayal kuruyoruz. Hepimizin yapmak istedikleri, hedefleri var. Kimi insan hayalleri için mücadele edip sonuna kadar savaşır ve hayallerine ulaşır. Kimi insan ise sadece ister, mücadele etmez, bir sorunla karşılaştığında ise vazgeçer. Unutmayın!! İnsanlar vazgeçtikleri için başarısız olur.
Oysa sorunlar hayatımızda hep vardır, olmaya da devam edecektir. Sorunları yolunuzdan kaldırmak sizi başarıya ulaştırma da kolaylık sağlayacaktır. Sorunların sizi etkilemesine, başarı yolunuzda engel olmasına izin vermeyin. Bir düşünün: Hayallerinize giden yolda hiçbir sorunla karşılaşmamak ütopik olmaz mıydı?
Çevrenize bir bakın bakalım! Oturduğu yerden, mücadele etmeden başarıya ulaşan olmuş mu? Başarılı insanların hikayelerini bir dinleyin bakalım hangisi inanç ve azmi olmadan bulundukları konuma gelebilmişler? Mehmet Ali Güneş’in de dediği gibi bir şeyleri başarmak istiyorsanız, o yola çıktığınızda azmin kapısından geçip heybene inanmayı koyacaksın.
Başaracağınıza inanmazsanız zaten işiniz zor. Bunun gerçekleşmesi için ancak bir mucize gerek diyerek hareket etmeme hatasına düşmeyin. O mucizeyi gerçekleştirmek için de inanç, istek ve azim şarttır. Belki de mucize aslında çok yakınınızda. Elinizi uzatsanız hemen ulaşacaksınız. Hareket edip ona uzanmadan, denemeden bilemezsiniz.
Sizinle inancın, azmin, kararlılığın, tutkunun başarı yolunda ne kadar büyük bir rolü olduğunu anlatan hikaye paylamak istiyoruz:
Sir Hillary, 1952 yılında da Everest’e çıkma girişiminde bulunmuş, fakat bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu girişiminden birkaç hafta sonra İngiltere’de bir okulun öğrencilerine konuşma yapmak için çağrılmıştı. Konuşmanın konusu, onun zirveye tırmanış girişimiydi.
Edmunda Hillary, bu girişiminde başarısız olduğunu kabul ettikten sonra bir süre durdu ve mikrofonu bırakıp, konuşma kürsüsünün yanında duran Everest’in büyük boy fotoğrafı önüne doğru yürüdü. Sonra da fotoğrafa dönüp, yumruğunu havaya kaldırarak, yüksek sesle koca zirveye meydan okudu: “Beni bu ilk denememde yendin ama, seninle davam bitmedi, ey Everest” diye haykırdı. “Bekle beni, sana yine geleceğim ve seni bu kez, ayaklarımın altına alacağım…”
Everest’e bu meydan okumasından sonra Hillary salondaki öğrencilere döndü ve onlara, bir yıl sonra ulaşacağı başarısının gizini o gün açıkladı. “Beni bu kez yendiği için Everest gözümde şimdi daha da büyüdü ama” dedi. “Benim bunu bildiğim gibi, o da şunu iyi bilmek zorundadır: Onu yenmediğim için, bendeki inanç ve azim de daha da büyüdü, daha da güçlendi…”
Bu konuşmadan bir yıl sonra Everest, Hillary’nin ayakları altındaydı… Siz de Hillary gibi meydan okuyun, seni yeneceğim, seni elde edeceğim deyin. Başaracağınıza inanın ve onun için mücadele edin. O zaman başarı gelecektir. Başarının önündeki engel ne anneniz ne babanız ne de herhangi çevresel faktörlerdir. En büyük engel sizin düşünce yapınızdır.
Başaracağınıza inanmazsanız zaten başaramazsınız. Henry Ford ne güzel söylemiş:
“Her şeyin size karşı olduğunu düşündüğünüz zaman, uçakların rüzgârla değil rüzgâra karşı uçtuğunu hatırlayın.”