Eğer başkalarının dediğine, istediklerine odaklanırsak başkasının hayatını yaşamış oluruz. Ancak kendi istediğimiz şeyleri yaparsak mutlu oluruz.
Hayat öyle bir ilerliyor ki genelde meslek seçimlerinde çocuklar ailelerinin istediği ve yönlendirdiği meslekleri seçiyorlar sonrada yaptıkları işleri sevmiyorlar. İşlerine zorla gidiyorlar dolayısıyla işe gitmek işkence gibi oluyor. Bu belki basit gibi görülebilir ama bulunulan toplumu çok kötü bir şekilde etkilemektedir. Çünkü enerjimiz düşükken yaptığımız işte verimde düşük olacaktır. Verimin düşük olması da o toplumun gelişimini kötü etkilemektedir.
Genelde insanlar hayallerindeki şeyleri yapmazlar ve istedikleri şeyleri çocuklarına yaptırmaya çalışırlar. Mesela öğretmen olmak isteyen biri olamaz çocuğunu öğretmen olması için yönlendirir. Bu durum geçmişten geleceğe hep böyle gelip geçmiştir. Oysa birilerinin onayına ihtiyaç duymadan seçersen, düşünürsen, hareket edersen özgür olursun ve dünyanın en mutlu insanı olursun. Bir şeyleri içinden gelerek yapmak kadar güzel ne olabilir ki. Korkusuzca yaşarsınız ve kendinize güveniniz gelir.
“Korku, en büyük fırsat katilidir.”
Korku sizin hayallerinizi öldürür. Buna izin vermemeliyiz. Mutluluk her zaman korkularınızın ötesindedir. Korkularının ötesinde hareket edersen özgür hissedersin. Artık kimsenin dediğini önemsemeyen bir birey olmak için kendinize şans verin. Kendinize odaklanın.
Hayalleriniz uğruna mücadele etmek sizi hedeflerinize ulaştıracaktır. Özgür ruhlar ne uğruna mücadele ettiklerini çok iyi bilirler: sevdikleri uğruna, kimliklerini belirleyen şeyler uğruna, mutluluk uğruna. Gerisi önemli değildir.
Hayallerini erteleme!