Kazananlar ve kaybedenler arasındaki farkı neyin oluşturduğunu düşünüyorsunuz? Bu soruya verilebilecek pek çok cevap varken, benim odaklanmak istediğim cevap şu:
Kaybedenler sahip olmadıkları şeyden şikayet ederken, kazananlar ellerinden gelenin en iyisini yaparlar.
Kaybedenler bunlara benzer şeyler söyler:
- “Keşke …”
- “Keşke …yapabilseydim.”
- “Yapamam çünkü …”
Diğer yandan, kazananlar bunlara benzer şeyler söyler:
- “Bununla …yapabilirim.”
- “Bunu …için kullanabilirim.”
- “Bu …olasılıkları açar.”
Gördüğünüz gibi, kazananlar olumluya odaklanırken kaybedenler olumsuza odaklanır. Kazananlar ne yapabileceklerine odaklanırken kaybedenler ne yapamayacaklarına odaklanır.
Buna güzel bir örnek Kentucky Fried Chicken kurucusu Albay Sanders’ın hikâyesidir.
Albay Sanders bir zamanlar başarılı bir restorana sahipti. Yaşam onun için iyi görünüyordu. Ancak sonra kötü bir şey gerçekleşti; yetkililer restoranın önündeki otoyol kavşağını başka yere taşıdılar. Bunun sonucunda, restoranına olan trafik düştü. O kadar kötüye gitti ki neticede restoranını satmak zorunda kaldı. Daha kötüsü, o sıralarda çoktan 66 yaşındaydı.
Eğer Albay Sanders olumsuz olsaydı, şunun gibi şeyler söylerdi:
- “Keşke yetkililer kavşağı taşımasaydı.”
- “Keşke hala genç olsaydım.”
- “Çok müşterim olduğu zamanlar harikaydı.”
Oysa o bunu yapmadı. Bir kazananın tavrına sahipti. Kötü şansından yakınmak yerine, durumu tersine çevirmek için ne yapabileceğine odaklandı. Elinden gelebileceklerin hepsini yapmaya karar verdi.
Bugün bir şeye sahip olmak isteyebilirsiniz. Veya bir zamanlar sahip olduğunuz güzel bir şeyi özleyebilirsiniz. Fakat tahmin edin ne olabilir?
Buna odaklanmak hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Buna odaklanmak durumunuzu iyileştirmeyecektir.
Bunun yerine farklı bir tutum alın. Ne yapabileceğinize odaklanın. Yapmanız gerekenlerin büyük çoğunluğunu yapın. Bu sadece tarif içeren bir kağıt parçası olabilir, fakat onunla mucizeler yaratabilirsiniz.