Etkin Yöneticilik Ve Liderlik Üzerine Tavsiyeler

iam

Günümüz şartlarında insanların iş başarılarının kıyasıya rekabete dönüştüğü günümüz şartlarında herkesin yönetici ya da liderlik kavramlarına sahip olması bekleniyor. Uluslar arası rekabetin ve iş dünyasının her geçen gün yoğunlaşan rekabet süreçlerine yetişmek ise ciddi bir özveri göstermeli ve süreçleri yakından takip etmemiz gerekiyor. Dünyada ekonomik ve politik dengeler sürekli olarak değişiyor. Dünya nüfusu artıyor, kaynaklar her geçen gün azalıyor. Sanayi sektöründe ve küreselleşmede artış, doğal kaynakları tehlikeye sokuyor.

Liderlik; dünyada ki değişikliklere olumlu ve ahlaken doğru şekilde güçlü biçimde yanıt vermemiz gerekiyor. Kendi değerlerimize olduğu kadar şirketimizin değerlerine de sadık kalmamız gerekiyor. Güçlü, güvende ve daima güvene dayalı ilişkiler kurmalı, insanlarla iyi iletişim kurabilmeye özen göstermeli ve empati ile saygı kavramlarını asla bırakmamalıyız.

Yöneticiler; kaynakları kontrol eder. Sorun çözer ve verimliliği önemser. Emir komuta sistemi onları rahatsız etmez. İşlerin ne şekilde yapıldığına bakar.  Zaman kazanmaya çalışır ve önemli kararları ertelemeye eğilimlidir. Orta yolu bulmaya çalışır. Mecburen (şartlar öyle gerektirdiği için) konulan hedefleri tespit eder. Liderler; insanları motive ederek kaynak yaratır. Belirsizlik onları rahatsız etmez. Karmaşık ortamlarda gayet iyi çalışır. Olayların ve kararların insanlar üzerinde ki etkisi onları ilgilendirir. Orta yol olmayan çözümler bulmaya isteklidir. Hedeflere ulaşmayı şahsi mesele haline getirir. Gerçekten istenerek saptanan hedefler peşinde koşar. İnsanlar da daima güçlü duygular uyandırır.

Bireylerin yetiştirilme şekilleri içerisinde bulundukları koşullar ve çevrelerinde karşılaştıkları sirkülasyonlar göz önünde bulundurulduğu zaman aslında her birey kendi yaşamının lideridir. Liderlik kavramı doğuştan gelen, çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde pekiştirilen ve zamanla ortaya çıkan bir süreçtir. Aniden oluşmaz, aniden başlamaz. Kişinin hayatının bir çok noktasında aslında liderlik süreciyle yakın temasta olduğunu, çocukluktan itibaren başlayan bir süreç olduğunu fark edebilirsiniz.

Yöneticilik günümüz şartlarında önemli, genel olarak iş hayatında yöneticilere karşı olan baskı her geçen gün artabiliyor. Baskı olarak belirtmemin sebebi, artan sorumluluklar, rekabet yönetimi, toplantı hazırlıkları, ulusal ve uluslar arası rekabetin takibi, iş gücü ve potansiyeli arttırma, müşteri ilişkilerinin yönetilmesi aynı zamanda yöneticinin iş hayatıyla birlikte aile sorumluluklarını yerine getirebilmesi çok ciddi bir stres oluşturabilir. Özellikle iş hayatında genelde göz ardı edilen ama aslında hayatın temel taşı olan iki noktadan bahsetmek isterim; empati ve saygı. Kişi hazırlaması gereken evrakları unutmuş olabilir, özel problemleri olabilir, sağlık sorunları veya yakınlarının kaybını yaşamış olabilir. Hayatın bizlere neler sunduğunu bilemeyiz, ancak bize düşen en önemli görev anlayışlı davranmalı, empati kurmalı ve kişiye her ne olursa olsun saygı duymalıyız.

İş hayatında her zaman hatayı telafi edemezsiniz ancak kalp kırmak ya da kırıcı olmaktansa anlayışlı olmak bizlere daha iyi iletişim kurmanın anahtarını vermiş olur. Bizler insanlara sorumluluk verirken elinden gelenin en iyisini yapacağına inanmalı, objektif yaklaşmalıyız. İş dünyasının kontrol edilmesi en zor ama önemli noktası ne yazık ki bireylerin ego’ları ile mücadele etmek. Kıskançlık, dedikodu, koltuğunu alma çabası, yapmadığı bir davranışı yaptı gibi göstermek, kişinin arkasından iş çevirmek herkesin başına gelebilecek bir durumdur.

Bizler karşılaştığımız her süreçte objektif olmalı, saygı ile olayları çözmeye çalışmalı, kalitesiz ya da etik olmayan bir süreç ile karşılaşıldığı zaman ahlaki ve bireysel  kontrolü bırakmadan süreçleri kontrol etmeliyiz. Liderlik ve yöneticilik farklı alanlar gibi görünse de aslında iç içe olan insanların günlük yaşamlarında sıklıkla karşılaştıkları ifadelerdir. Bireylerin yönetici ya da lider olması genel olarak kriz anlarında belli olan, krizin yönetilmesi ile birlikte olayın farkına varılan bir olgudur.

Eğer ki lider ya da yönetici pasif kalıyorsa kriz dönemini yönetmekte, her kriz mutlaka yeni bir lider ortaya çıkaracaktır. Çünkü krizler gerçek lideri ortaya çıkarmak için vardır.