Hayatımızda bize hep, “Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız” gerektiği öğretildi. Sahip olduğumuz gelirle alabileceğimiz giysi bu, gidebileceğimiz restaurant şu, binebileceğimiz araba bu vs tembihlendi hep. Hiç kimse “Yorganı uzatmayı denemelisin!” demedi. Peki neden?
Çünkü bu tavsiyeleri bize verenler, deyim yerindeyse şu soruyu kendilerine sormayan veya soruyu bilip makul cevap veren kişilerdir; “Herhangi bir spor dalında sadece defans yapsaydınız, maçı kazanma şansınız ne olurdu?” Tabii ki kazanma şansınız çok az.
İşte çevremizdeki, dünyadaki bir çok insan aslında para oyununu bu şekilde oynamaktadır.
Bu tipe uygun kişilerin en büyük kaygısı, bolluk ve zenginlik yaratmak yerine, hayatta kalmak ve güvende olmaktır. Bu açıdan bakarak kendinize sormanız gerekmektedir; “Amacınız ne? Hedefiniz ne?”
Bu soruların cevabına göre yaşamınızı şekillendireceksiniz. Çünkü parasal başarıya ulaşmış, aldıkları arabalara, gittikleri mekanlara, yaptıkları yardımlara gıpta ederek baktığımız bu insanlar para oyununu kazanmak için oynarlar.
Amaçları biraz değil, çok paradır; parasal bolluklarına daha da bolluk katmaktır. Başka türlüsü de ellerinden gelmez. Sadece başarıya odaklanmışlardır ve bu odaklarını asla kaybetmezler. Bazılarına göre bu durum bir “mucize” gibi gelebilir ama onlar için bu “olağan” bir şeydir.
Şöyle bir şey de düşünebiliriz;
“O kadar param olsa ben de farklı düşünürüm; ben de daha fazla bolluk peşinde koşabilirim.” Bu normal bir düşüncedir çünkü birçok sıradan insan bu şekilde düşünüyor. Ancak paranın miktarı finansal başarı ile doğru orantılıdır; başarı artar, para artar; başarı artar, para artar!
Etrafınızda birebir tanışmadığınız ama iş sahibi, milyoner, multi-milyoner birileri mutlaka vardır. Sizce bu insanların odakları “Faturalarımı ödeyebilecek kadar, ay sonunu getirebilecek kadar para istiyorum.” şeklinde midir? Çünkü sıradan insanların, parasal başarıyı yakalayamamış insanların düşünceleri bu yöndedir.
Böyle olunca da Allah bize istediğimizi vermektedir. Çünkü niyetimiz neyse onu elde ediyoruz. Niyetimiz sadece bir aylık hayatta kalmak üzerine ise, Allah da bize onu verecektir.
Networkten de beklentimizi gözden geçirmeliyiz.
Birçok insanın başlangıç hedefi “giriş ücretimi çıkartsam yeter, aynı parayı geri kazansam yeter ya da birkaç faturamı ödesem yeter; kazanmadı demesinler.” şeklindedir. Eğer düşünceniz buysa yukarıda bahsettiğimiz her şeyi çöpe atın. Başarı merdivenlerini rahat yaşamak uğruna kenara itiyoruz. Hep kuyunun dibinde kalmaya ve ağlamaya mahkum ediyoruz kendimizi.
Bu ticaret içerisinde son 10 yılda yüz binden fazla dolar milyoneri çıkmıştır. Hem de genç milyonerler… Bunu aklımızdan çıkartmamalıyız. Birilerinin yapabildiği şeyi, biz de yapabiliriz. Mark Fisher’ın “Anında Milyoner” adlı kitabında şöyle demektedir;
“Zengin olmak çok basittir. Ancak bu basitliğin seni yanıltmasına izin verme. Bir çok insan milyoner olmak için gereken tüm özelliklere sahip olsa bile, gerekli tüm nitelikleri üzerinde barındırsa bile, kendisinin milyoner olamayacağına o kadar inanmıştır ki sonunda haklı çıkmaktadır.”
Başarıya giden yol, dikenli, sarp kayalıkların olduğu yerlerden geçmektedir. Yol basittir fakat emek, sabır ve göz yaşını da beraberinde getirir.
Amacımız sadece rahat bir yaşamsa, buna ulaşacağız. Sadece faturalarımızı ödeyebilecek kadar, geçinecek kadar ise buna da ulaşacağız. Bolluğumuza bolluk katmak ise buna da ulaşacağız. Neye niyet edersek onu elde edeceğiz. Çünkü sadece rahat bir yaşam amaçlarsak zaten bu garanti; ama sadece rahatlığı hedefleyen insanların hayatları boyunca asla parasal başarıya ulaşamayacaklarını bilmelisiniz.
“Yıldızlara nişan alırsanız, en azından ayı vurursunuz.”
Neyi hedeflerseniz onu elde edersiniz. Amacınız neyse ona ulaşırsınız. Hedeflerinizi, hayallerinizi tekrardan gözden geçirin, çünkü biz de daha iyi bir hayat standardını hakediyoruz…
Bol kazançlar…