Pandemi döneminde markalarla başarılı iletişimi 6 adımda kurabiliriz. Gerek müşteri memnuniyeti gerek markayı güçlendirmek gerekse işimizi büyütmek olsun. Bunların hepsi için yapılması gerekenler aslında oldukça basit.
Covid-19 döneminde tüm dünya markalarında ufak da olsa düşüş gözlemlendi. Değişime ayak uyduramayan binlerce marka ve iş yeri kapanmak zorunda kaldı. Ancak bazı markalar var ki değerlerine değer kattı. Acaba bu nasıl mümkün oldu?
Markalarla Başarılı İletişimi Kurmak İçin 6 Yol
Pandemi, ticaret hayatını olumsuz yönde etkilerken, atacağınız bazı önemli adımlar markanızı ve iş hayatınızı sonsuza kadar değiştirebilir. Markanızın dışarıda tanınması konusunda gerekli olan, yapılması gereken başarılı marka iletişimi için 6 yolu sizlerle paylaşıyoruz.
1. Durum iyi analiz edilmeli.
Başarılı marka iletişimi için ilk dikkat etmemiz gereken noktalardan biri, durum analizidir. İçinde bulunduğumuz pandemi kriz sürecinde tüm tüketici alışkanlıklarının alt üst olduğunu görüyoruz. Yaşanan tüm olumsuzlukları, gelişmeleri ve beklentileri iyi analiz etmek her zamankinden büyük önem taşıyor. Bu nedenle öncelikle tüketiciyi nerede ve nasıl yakalayabiliriz sorusunun cevabı aranmalıdır.
Ürün ve hizmetlerin kesintisiz bir şekilde sürdürüldüğü ve gelişen yeni şartlara yönelik alınan kolaylaştırıcı aksiyonların duyurulmasına yönelik planlama yapılması büyük önem taşır.
2. Mevcut iletişim planları güncellenmeli.
Markalar durumu iyi analiz ettikten sonra mevcut iletişim planlarını hızlıca gözden geçirmeli ve hızla gelişen gündeme entegre olmalıdır. Hangi planlar ortadan kalkacak, hangileri değişecek veya gündeme göre şekillenecek belirlenmelidir. Tüketiciyi rahatsız edecek fırsat ve kampanya iletişim çalışmalarından kaçınılması faydalı olacaktır.
3. İletişime nasıl devam edileceğine karar verilmeli.
Başarılı marka iletişimi için süreç yönetimi de çok önemlidir. Kriz dönemlerinde en çok cevabı aranan sorulardan biri de “İletişimi durdurmalı mıyız? Yoksa devam ettirmeli miyiz?” konusudur.
Günümüz dünyasının ve geleceğin olmazsa olmazlarından sosyal sorumlu marka olma misyonu gereği, iletişimin günümüz şartlarına uyum sağlanarak devam ettirilmesi oldukça önemlidir. Yani tüketicinin sadece iyi gün dostu değil aynı zamanda kötü gün dostu olduğumuzu göstermeliyiz. Böyle dönemlerde susan ve ortadan kaybolan markalar süreç bittiğinde kaybetmeye mahkumdurlar.
4. İletişimin tonu belirlenmeli.
Mevcut iletişim tonumuzla tutarlı olmak oldukça önemlidir. Markalar kriz dönemlerinde süreçleri yönetirken kendilerine has içerikler üretmeli, orijinal ve yaratıcı çalışmalarla diğerlerinden sıyrılmalıdır. Bütün bunları yaparken onların yanında olduğunu da her daim hissettirmeli, tüketicinin aynı zamanda güvenilir haber kaynağı olmayı sağlamalıdır.
5. Tüketiciyle duygusal bağlarınızı kuvvetlendirmelisiniz.
Kriz iletişim süreçlerinde tüketiciyle kurulan duygusal bağlar daha da önem kazanır. Markanın iş alanına, doğasına uygun olabilecek düzlemde; inandırıcı, kaygı giderici ve birliktelik hissi uyandıracak söylemlerin geliştirilmesinin gerekli olduğu görülmektedir.
Akıllıca Satış Yapmak İçin Yapmanız Gerekenler >>
6. İç iletişim önemsenmeli.
Başarılı marka iletişimi için, marka içi iletişimi de oldukça önemlidir. Uzaktan çalışmanın yaygınlaştığı bu dönemde, birçok çalışan evde kendini yalnız hissedebiliyor ya da kurum bağlılığı ve sadakati azalabiliyor. Bu durumun yaşanmaması ve çalışanların kurumlar ile aidiyet bağının güçlenmesi için eğitici, geliştirici ve bilgilendirici içeriklere ağırlık verilmelidir. Yine burada yaratıcı içerikler oldukça önem kazanıyor.
Peki, markalar bu dönemde ne yapmamalı?
Pandemi gibi toplumsal etkileri olan bir kriz iletişimi döneminde, ne yapmaması gerektiği de büyük önem taşıyor. Alınabilecek yanlış bir aksiyon veya atılacak yanlış bir adım markaların bir daha hafızalardan silinmeyecek hatalara imza atmalarına neden olabilir.
Yapılması gerekenleri sayarken yapılmaması gerekenler aslında oldukça kısa ve net: Tüketici gözünde krizi fırsata çeviren bir marka gibi görünmemek! Sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkisi altına alan ve hepimizin sağlığını tehdit eden bu kadar kritik bir konuda oldukça hassas olmalı ve kimseyi incitecek içerikler paylaşmamalıyız.
Özellikle dijital kanalların daha da önem kazandığı ve yapılan her bir paylaşımın oldukça önemli olduğu bu dönemde satış ve kar hedefinden uzak durmalıyız. Tüketicimizin sadece iyi gün değil, kötü gün dostu olduğumuzu da göstermeli ve her daim onların yanında olmalıyız.