“Düşünüyorum o halde varım.” – Descartes
Descartes, Batı düşüncesinin son yüzyıllardaki en önemli düşünürlerinden biridir. Skolastik düşünceden sıyrılışın, bir başka deyişle Modern Felsefe’nin Descartes ile başladığı kabul edilir. Fransız matematikçi, bilim adamı ve filozoftur. Öğrendiğinin, gördüğünün, duyduğunun, inandığının hepsini birden büsbütün silerek, her şeyden kuşkulanmaya başladı. Yalnız tek bir şeyden emindi: düşüncenin varlığı. Buradan hareketle, evrenin açıklamasını yaptı. Descartes bu sözüyle varlığın kanıtını yapmaya çalışmıştır buradan yola çıkarak bir çok anlam çıkarılabilir.
Düşünmüyoruz
Düşünmeyi tanımlayalım. Düşünmek kendi kendine soru sormaktır ve beynimiz anında cevaplar verir reflesif olarak anında harekete geçeriz. Mesela “bugün ne giysem?” hava soğuksa cevap; kazak olur ve hemen kazağa yönelip kazağı giyeriz yani kendimizi harekete geçiririz eğer hareket ediyorsak varız demektir. Hareket varlığın kanıtıdır. Bu basit yöntemi hayatımızda bize çok daha yararlı olacak şekilde de kullanabiliriz. Mesela kendinize şunları sorarak başlayabiliriz;
- Finansal olarak nasıl başarılı olabilir, bunun için ne tür bir iş yapılabilir?
- Dünyayı gezmek için neler yapabilirim?
- Hergün biraz daha iyiye doğru nasıl gidebilirim?
- Bir yeteneğimi geliştirmek için neler yapmalıyım?
- Son model bir araba ile Türkiye’yi gezmek nasıl olurdu?
Müthiş gücü görürürüz. Yüz ifademiz bile değişir. Beynimiz bize bu soruların cevabı bulmaya doğru harekete geçirecek ya da fırsatlar sunacaktır. Biz olumlu düşünmeye başladığımız zaman, evren de bizim için aklımıza gelmeyecek kadar fırsatı bize sunacak.
Peki bu yöntem bu kadar basit ise neden uygulayamıyoruz?
Çünkü çocukluğumuzdan bu yana düşünmemek üzere eğitiliyoruz. Okul bitince de hemen maaşlı bir iş peşindeyiz. Sonrası ise aslında hepimizin şuanki aile yaşantısıyla birebir aslında. Aynı kısır döngüye biz de kapılıyoruz, sonra da bunu kendi ellerimizle çocuklarımıza sunuyoruz. İnsanlar, sabah 8 akşam 5 çalışmaktan ve her gün aynı şeyleri yapmaktan kendilerine ve fıtratlarına yabancılaşmaktadırlar. Sıradanlaşarak, sorgulama ve düşünme yeteneğimizi köreltiyoruz. Yani bu kısır döngünün içinde her gün aynı şeyi yapmaktayız. Farklı bir sonuç almak sizce de saçma olmaz mı?
Ünlü eğitimci, yazar ve yaşam koçu T. Harv Eker “Milyoner Aklın Sırları” adlı kitabında, düşünmenin ve neler düşündüğümüzün hayatımızda ne kadar etkili olduğunu şu cümlelerle açıklamıştır:
“Düşünceler duyguları doğurur.
Duygular davranışları doğurur.
Davranışlar sonuçları doğurur.” – T. Harv EKER
Sonuçlarımızın nedenlerini düşünüp bunların kaynağından gelen problemleri çözebiliriz. Yani olayın köküne inmek gerekiyor. İstediğimiz şeyleri düşüncelerimizle iyice kabullendikten sonra emin olun sonuçlarınızda farklılıkları göreceksiniz. Çünkü bu bir yasadır; neyi düşünürsen onu çekersin. Yani sıkıntılar içinde yüzdüğümüz için düşünmüyoruz değil; düşünmediğimiz için sıkıntılar içerisinde yüzüyoruz.
Basit anlamda güzel şeyler düşünelim ve sonuçlarımız güzel olsun…