Birçok insan ailelerin yönlendirmeleriyle herhangi bir maaşlı işe girip çalışmaktadır. Ne yazık ki maaşlı işler bir çok insanın hayatındaki en büyük işkencedir. Finansal yönden başarıya ulaşmış birçok insanın hemfikir olduğu nokta; mali eğitim almayan ve mali eğitimi zayıf olan kimseler başkaları yanında çalışmaya mahkumdur. Mali eğitimin zayıfsa zenginler için çalışan biri olma ihtimalin yüksektir.
Hangi İşe Koşarak Gidersin?
Ünlü eğitimci yazar Robert Kiyosaki, bir kitabında bu konuya şu sözüyle dikkat çekmektedir;
“Para için çalışmak yerine parayı kendiniz için çalıştırmayı öğrenin.”
Maaşlı işlerde çalıştığımızda para için çalışmış oluyoruz fakat bir yatırım yapıp kendi işimizi kurduğumuzda parayı kendimiz için çalıştırmış oluyoruz. Aynı zamanda maaşlı işlerde çalıştığımızda başkalarının hayallerini gerçekleştirmiş oluyoruz. Eğer kendi işimizi kurmuşsak kendi hayallerimizi gerçekleştiriyor oluyoruz.
Bu konuya bir başka açıdan bakacak olursak, bir başkasının yanında çalıştığımızda özgürlüğümüz tamamen kısıtlanmış olur. Ne yapıp edeceğimize başkaları karar verir. Bu durumun kimse farkına varmaz düşünmeye bile vakit yoktur. Dolayısıyla insanlar kendini bir kısır döngünün içinde bulur ve hayattan zevk almazlar, sabah işlerine gitmek işkence gibi gelir. Doğal olarak enerji düşük bir şekilde işe gitmek zorunda kalırlar, istemeye istemeye. İşe gitmek istemeyişimizin çok fazla sebepleri vardır.
Bunlardan bazıları;
- Sabah erken uyanmasının zor olması
- Çocuklarından ve ailelerinden ayrılmanın zor olması
- Patronlarını sevmemeleri
- Yaptıkları işi sevmiyor olmaları
- Aldıkları maaşın ihtiyaçlarını karşılamıyor olması ve yeterli olmayışı
- Sevmediği insanlarla aynı ortamda çalışmak zorunda olmaları
- Belirli bir kısır döngünün içinde olup sıkılmış olma durumu vb.
Yukarıda saydığımız nedenlerin hepsi insanlarda öfke ve stresi doğurur. Hayatının her evresine bunlar yansır. Tüm bu kargaşalardan sonra insanlar neden sevmediği bir işe gitmek istesin. İhtiyaçlarını karşılayamadığını bir işe, mutlu hissetmediği bir işe, saatlerin geçmek bilmediği bir işe kimse gitmek istemez.
Aslında hepsinin temelinde şu sebep yatar; kendilerini özgürleşmiş hissetmek yerine, çok çeşitli seçenekler karşısında bunalmış hissetmektir. Yani özgür olmamak, belli bir kalıbın içinde aynı şeylere maruz kalmak insanları bunaltıyor ve o insanlar o ortamdam uzaklaşmak istiyor o ortama gitmek işkence gibi geliyor. Toplumumuzda bir çok insan aynı durumdadır. Dünyanın %95 i diyebiliriz. Diğer %5 lik kısım ise mutlu ve özgürdür. Çünkü onlar kendi işlerini kurmuşlar ve kendi işlerini yapıyorlar.
Kendi işini yapmanın güzelliklerine de bir göz atalım;
- Çalışma arkadaşlarını kendin seçersin.
- Çalışma saatlerini kendin belirlersin.
- Ne kadar paraya ihtiyacın varsa ona göre plan yapıp iş yaparsın.
- Sevdiğin ve zevk aldığın işi yaptığın için mutlu hissedersin.
- Tüm sınırlar ve planlar senin elindedir.
- Kuralları sen koyarsın vb. Bunlar insanın mutlu ve özgür hissetmesi için yeterli sebeplerdir. Yani en önemlisi özgürsündür.
Çinli filozof, eğitimci yazar Konfüçyüs’ün bu konu hakkında çok güzel bir sözü vardır;
“Seveceğin bir iş seçersen, hayatında bir gün bile çalışmış olmazsın.”
Çünkü sevdiğin işi yapıyorsun özgürsün, mutlusun. Unutma seçimlerin senin elinde.