Sevgi kutusu adlı kısa hikayemizde ele alacağımız konu, ön yargıdır. Ön yargı nasıl oluşur? Zararları nelerdir? Bu durumu aşmak için ne yapılmalı? Sorularının cevaplarına kısaca değineceğiz. Sevgi kutusu hikayesi bize ön yargının nelere yol açabileceğini anlatmaktadır.
Ön yargı, bir kişi veya bir olay hakkında kesin bir bilgi olmadan o kişi veya olaya karşı haklı veya haksız (genellikle olumsuz) tutumdur. Ön yargı kendiliğinden oluşmaz. Küçük yaşlarda aile ile başlar ve zamanla edindiğimiz tecrübelerle kalıplaşır. Kişinin yaşadığı mahalle, kültürü, çevresinden duyduğu sözler, uygulanan davranışlar, yargılama ve dedikodular zihinde iz bırakır. Bu da kişide basmakalıp yargılar, sınıflandırmalar, diğer insanlarla sosyal olarak uzaklık ve aşağılama duygularını oluşturur.
Başkalarının ön yargıları da kişinin ön yargılarını besleyebilir ve bu da büyük sorunlar yaratabilir. Peki bu durumlarda ne yapılmalı, özellikle küçük yaşlarda nasıl engellenebilir? Burada aile, öğretmen ve uzmanın işbirliği ile bu durum aşılabilir. Özellikle aileye büyük görev düşüyor. Aile hem ön yargıdan kaçınmalı hem de çocuklarının yanında ön yargıyı güçlendiren bazı durumlardan kaçınmalıdır. Bu hususta, eğer aileler dikkat etmezse, zamanla bu ön yargı, ayrımcılık ve zorbalıkla sonuçlanabilir.
Ön yargılar bize geri alınamaz hatalar yaptırabilir.
Yetişkinlerde, özellikle farklı olma isteği ve sosyal medya ön yargının beslenmesinde önemli rol oynamaktadır. Örneğin, bir kişinin sosyal medyada gününü gün eden, zenginlikler içindeki paylaşımı veya herhangi bir konudaki düşüncelerinin paylaşımı, sizde bir ön yargı oluşturabilir.
Kısa Hikayeler: Başkaları Gibi Mi Düşünüyorsunuz? >>
Ön yargı, kişinin kendisini de köreltir. Kişinin, yapabileceklerine ve kendisine inanması ön yargıları yüzünden zedelenebilir. Bu ön yargılar kırıldığı zaman bilmediğiniz yeteneklerinizi, becerilerinizi, hedeflerinizi keşfedebilirsiniz. Bu yüzden en önemli şey ön yargıları bir kenara bırakmaktır. Bunun için ilk önce iyi gözlemlemeniz ve empati yapmanız gerekir. Kimsenin dış görünüşüne, giyimine, ırkına, cinsiyetine bakarak karar vermeyin, yargıda bulunurken kimseden etkilenmeyin.
Ön yargı konusunda sizinle paylaşmak istediğim sevgi dolu hikayeyi birlikte okuyalım. Sevgi kutusu hikayesi sizin bakış açınızı değiştirecek.
Adam, üç yaşındaki kızını pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan etti diye azarlamıştı. Küçük kız kaplama kağıdını, bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı. Bayram sabahı, küçük kız paketi babasına getirdi ve ona hediye hazırladığını söyledi. Baba ise bir gece önce yaptığından utanmıştı. Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu. Kızına yine bağırdı:” Birine bir hediye verdiğinde kutunun içinde bir şey olması gerekir. Bunu da mı bilmiyorsun?”
Küçük kız gözyaşları ile babasına baktı: ”Kutu boş değil ki baba, içini öpücüklerimle doldurmuştum.” Adam öyle bir fena oldu ki…Koştu…Kızına sarıldı, beraberce ağladılar. Adam o altın değerindeki kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının başucunda sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa, ne zaman kendini kötü hissetse kutuyu açar, kızının sevgisi ile doldurduğu hayali öpücüklerinden birini çıkarırdı.
Kıssadan Hisse
Okuduğumuz bu kısa hikaye aslında bize çok şey anlatıyor. Sevgi kutusu hikayesi için kıssadan hisse, ön yargı yapmadan, bir karar vermeden önce karşı tarafı dinlemek, onunla empati yapmak, onu anlamak çok önemlidir. Dinlemeden, anlamadan hemen ön yargıya kapılmak, karşınızdaki kişiyi kırabilir, üzebilir ve sonrasında pişman olabilirsiniz.
“Ön yargılar, insanları birbirlerinden uzak tutmak için bilgisizlikten yapılmış zincirlerdir.” – Blessington Kontesi