Şu an ne kadar mutlusunuz? Dünle karşılaştırıldığında nasıl? Geçen haftayla? Görünüşe göre mutluluğu, aynı insanı farklı zamanlarda bile karşılaştırması çok zordur. Neden? Çünkü deneyimlerimiz mutluluğa bakış açımızı değiştirir.
Daniel Gilbert’in ‘Mutluluk Üzerine Çeşitlemeler’ isimli kitabında deneyimlerimizin mutluluğa bakış açımızı nasıl değiştirdiğini şöyle açıklıyor:
Bu gibi çalışmalar bir kez bir deneyime sahip olduğumuzda bunu basitçe bir kenara koyup dünyayı, bu deneyim hiç gerçekleşmemiş gibi göremeyeceğimizi gösterir. Deneyimlerimiz birden tüm geçmişimizi, şimdimizi ve geleceğimizi gösteren lensler halini alır ve herhangi bir lens gibi gördüklerimizi şekillendirir ve çarpıtırlar.
Soru şu ki; deneyimler mutluluğa bakış açımızı nasıl değiştirir? İyi bir açıklama deneyim-germe hipotezidir.
Koşullara rağmen mutlu olduğunu iddia eden, ki biz bunun olanaksız olduğuna inansak da, insanlara sık sık şöyle söyleriz “Mutlu olduklarını düşünüyorlar çünkü ne kaçırdıklarından haberleri yok”. Tamam, elbette mesele bu. Ne kaçırdığımızı bilmemek kaçırdığımız şeyi deneyimlediğimizde bize mutlu olmamız için izin vermeyecek olan bu koşullarda mutlu olduğumuz anlamına gelebilir.
İşte buna bir örnek. Yıllar önce internet bağlantısı olmayan bir bilgisayar almaktan çok mutlu olabilirdiniz çünkü internetin ne kadar güzel olduğunu bilmiyordunuz. Fakat şu an internet bağlantısı olmayan bir bilgisayarla çok daha az mutlu olursunuz. İnterneti kullanma deneyiminiz mutluluğa bakış açınızı değiştirdi. Mutluluk ölçeğinizi genişletti. Eskiden sadece bir bilgisayar almış olmak sizi mutluluk ölçeğinde 8’de 8 mutlu edecekken şimdi yalnızca 8’de 4 mutluluk verebilir. Sadece bilgisayarla birlikte internet bağlantısı alarak 8’e ulaşabilirsiniz.
Bu hipotezin bizlerin hayatlarında doğru olduğunu görüyor ve sizin için de öyle olduğunu düşünüyoruz. Hayatta, mutluluk ölçeğinizi genişleten pek çok deneyiminiz olur. Mutluluğu daha farklı görmenizi sağlarlar çünkü artık farklı beklentileriniz vardır.
Yine de burada tehlikeli bir tuzak görüyoruz: Ya kısa vadede iyi hissettiren fakat uzun vadede zararlı olan bir şeyi deneyimlerseniz? Hipoteze göre bir kez tadına vardığınızda artık onsuz mutlu olamayacaksınız. Ne kadar iyi hissettirirse onsuz daha mutsuz olursunuz.
Bu bağımlılıkları da açıklıyor. Neden bir bağımsızlıktan kurtulmak bu kadar zor? Çünkü kısa vadeli deneyim o kadar iyi ki ona sahip olmadığınızda büyük bir acı hissediyorsunuz. Bu sizin mutluluğa bakış açınızı değiştirmiş durumda. Ne kadar iyi olduğunu biliyorsunuz ve artık onsuz mutlu olamazsınız. Uzun vadede zararlı olduğu gerçeği hiçbir şeyi değiştirmez çünkü şu anki mutluluğunuz somutken gelecekteki mutluluğunuz soyuttur.
Bu ayrıca kötü alışkanlıklardan kurtulmanın neden bu kadar zor olduğunu da açıklar. Bir bağımlılık haline gelmemiş olabilir fakat o şeyi yapmayarak bir şey kaybettiğinizi düşünüyorsanız muhtemelen o şeyi yapmaya devam edeceksiniz. Bu bir alışkanlık haline gelecek, kötü bir alışkanlık.
Peki, bunun üstesinden nasıl gelebiliriz? En iyi strateji mutluluğa bakış açınızın ilk etapta saptırılmasını engellemektir. Eğer insanların söylediği bir şeyin iyi ama uzun vadede zararlı olduğunu biliyorsanız ondan uzak durun. Hatta denemeyin. Bir kez bile. Halledebileceğinizi düşünebilirsiniz ama bir kez yakalandınız mı kaçması çok zor olacaktır.