Huzuru sağlamanın en iyi yollarından birinin yoksulluğa son vermek olduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda yoksulluğa son vermenin en iyi yolunun mali yardım yapmaktan çok, mali eğitim vermek olduğunu düşünüyoruz. Yani, bir fakire para verirsen, onun fakirliğini uzatmış olursun. O gider parası bitince tekrar yanınıza gelir.
Zenginlik Ve Fakirlik Üzerine
Bu konuyu bir örnekle açalım ağrı kesicinin etkisi ile ilgili bağ kuralım. Ağrı kesici bizi tedavi etmez sadece o anlık ağrılarınızı giderir ama bizi tedavi etmez, ilacın etkisi geçince de ağrılar yeniden başlar ve bizi rahatsız eder. İşte birine yapılan maddi yardım da aynen öyledir. Onların o anki ihtiyacını giderir ancak uzun süreli bir çözüm değildir. Eğer ona nasıl para kazanacağını öğretirsen ömür boyu para ile ilgili sıkıntı yaşamaz.
Kişisel Gelişim İçin Okumanız Gereken Kitap Önerileri >>
Toplumumuzda bu bir gelenek haline gelmemiştir.
Nerede bir fakir, ihtiyaç sahibi görsek gider para yardımı yaparız. Ama ona yol göstermeyiz. Bu böyle devam ettikçe daha çok insan elini diğerlerine açıp bir şeyler isteyecek, daha çok insan hastanelerde parası olmadığı için tedavi olamayacak, daha çok insan aç kalacak. vb. gibi bir çok sorunlar…
Bu değişimi gerçekleştirmek bizim elimizde önce kendimiz öğrenmeliyiz, kendimizi değiştirmeliyiz ve sonra etrafımızdakilere öğretmeliyiz ve onları etkilemeliyiz. Bizlere büyük görev düşmektedir. Yani kökten çözüm tedavi olmak tedavi etmektir.
Ünlü eğitimci yazar Robert Kiyosaki bir kitabında bu konuya değinmektedir;
“Geleneksel şirketlerin çoğu halkın zengin ve harcayacak parası olduğu ülkelerde ayakta kalabilir. Dünya çapındaki bütün insanların ömürlerinin sonuna dek canlarını dişlerine takıp çalışarak zenginleri daha da zengin yapmaları yerine zengin ve müreffeh bir yaşamın tadını çıkarmak üzere fırsat eşitliğine sahip olmalarının artık zamanı gelmiş de geçmiştir. Eğer zenginlerle fakirler arasındaki uçurum derinleşirse, huzurlu bir ortamın sağlanması zorlaşacaktır.Zihnimizi açık tutup ona göre hareket etmeliyiz.”