Bilinçaltının hayatımızın üzerinde küçümsenmeyecek derecede kuvvetli bir etkisi var. Bilinçaltımızı ne kadar doğru kullanırsak o kadar olumlu sonuçlar ve yine ne kadar negatif bir şekilde kullanırsak normal olarak hayatımıza negatif sonuçlarının yansıdığını görüyoruz. Bir çok insan bu kuvvetli aracın farkında bile değildir.
Çünkü hepimiz sonuçlara odaklı yaşıyoruz. Meyvelere odaklanıyoruz ama meyveleri oluşturan şeyin ağacın kökleri olduğunu gözden kaçırıyoruz. Yani aslında hayatımıza yön veren şey bizim bilinçaltımız ve onunla birlikte düşüncelerimizdir.
Bu konu ile ilgili, yaşanmış bir olay olan, soğuk hava deposunda mahsur kalan denizcinin hikayesi çok ilginçtir:
1950 yılı İskoçya’da bir yük gemisi limana yanaşır. Demir attığı limanda yükünü aldıktan sonra gemide çalışanların biri son kontrolleri yapmak için soğuk hava deposuna girer. İçeride bir şey unutup unutmadıklarını kontrol ederken o sırada bir arkadaşı farkında olmadan soğuk hava deposunu kilitler ve bizim işçi içeride kalır. Bağırıp çağırmaları fayda vermez. Sesini kimseler duyuramaz.
İçerde kendisi için uzun süre yetecek yiyecek ve içecek olmasına karşın o bu soğuk sandığı yerde öleceğini sanır. Durum düşündüğünden çok da farklı olmaz. 2 gün sonra bir başka denizci arkadaşı onun cesedini bulur. Donarak ölmüş olan denizcinin bilirkişi ve otopsi sonucu cidden çok şaşırtıcıdır. Çünkü soğuk hava deposunun sistemi yeterince soğutmayacak kadar arızalıdır. Yani zavallı denizci donarak ölmemiş, normal bir sıcaklıkta donduğunu sandığı için ölmüştür.
Günlük hayatımızda da bu hikâyeden farksızdır. Bilinçaltımıza o kadar olumsuz şeyler kodlanmıştır ki bunlar bizi adeta dondurmayacak bir soğukta olduğu halde donduğumuzu sanarak öldürmektedir. Düşünmemizi yeni bir şeye başlamamızı her defasında engel olan bilinçaltımızdır. Bu olumsuz kodlamalar bizi bir yandan hareketsiz kılarken diğer taraftan da mutsuz bir insan yapmaktadır. Düşündüğümüz şeyler üzerine kurulu olan hayatımızda neyi düşünüyorsak ve dillendiriyorsak unutmayalım ki onu yaşayacağız. O halde evrene istediklerimizi söyleyelim, korkularımızı değil.
The Secret filminden şu sözle hikayemizi bitirelim;
“İnsanların istediklerini elde edememelerinin tek sebebi , olmasını istedikleri şeyler yerine , olmasını istemedikleri şeyler üzerine düşünüyor olmalarıdır.”