Para nedir? Para, devletçe bastırılan ve ülke içinde ödeme aracı olarak kullanılan, üzerinde saymaca değeri yazılı, kâğıt ya da metal nesne. Fakat bir nesne ki nelere kadir. Aslında bir para; mucize, olanaksızlıkları olanaklı kılan bir araç.
Paranız varsa istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Güç sizin elinizdedir, çünkü para güçtür.
Küçük küçük örnekler verecek olsak;
- daha güzel bir evde yaşayabilirsiniz,
- daha güzel bir arabanız olabilir,
- çocuklarınızı daha güzel bir okulda okutabilir,
- organik beslenebilir,
- ailenizle tatile çıkabilirsiniz.
- en önemlisi de hastalık; ailenizden biri hastalansa, en iyi hastanelerde tedavi ettirebilirsiniz. Gerekirse yurt dışına götürüp tedavi ettirebilirsiniz.
- toplumda ayrı bir saygınlığınız olur,
- sözünüz daha çok dinlenir, insanlar sizin fikrinizi alırlar bir çok şeyi size danışırlar.
- sabah uyandığında faturaları nasıl ödeyeceğim derdine düşmezsiniz.
- restauranta gittiğinizde yemeklerin fiyatına değil de ne yemek istiyorsanız ona bakarsınız.
Paranın hayatımıza katabileceklerine dair yazacaklarımızın bir sınırını çizmek ciddi manada çok zor. Tüm bunlara rağmen, neden hala parayı sürekli başka değerler ile karşılaştırma gereği duyuyoruz? Çok paramızın olmasını (çok paradan kastımız değişebilir) istemiyor, çoğu zaman bunun bizi daha kötü bir insan yapacağına inanıyoruz. Hatta ve hatta o kadar dilimize yapışmış ki bu düşünce, kuşaklardır aktardığımız atasözlerimiz bile var.
- “Azıcık aşım kaygısız başım.”
- “Çok para haramsız, çok laf yalansız olmaz.”
- “Ayağını yorganına göre uzat!”
İnsanların bilinçaltında yer etmiş en önemli nokta burasıdır. Bu nokta bize küçükken empoze edilir.
Peki neden yorganımızı ayağımıza göre dikmeyi denemiyoruz?
Toplumumuz özellikle finans konusunda çok az bilgiye sahiptirler. Bize okuduğumuz okullarda para yönetimi nasıl olur, bunun eğitimini hiç bir zaman vermezler. Dolayısıyla insanlar parasını nasıl kullanacağını bilemezler. Dünyanın en çok satan kitaplarının yazarı olan Robert Kiyosaki, “Yardım Etmeyi Sevenler İçin İş Okulu” adlı kitabında bu konuyu çok güzel açıklamıştır; “İnsanlar para için çalışırlar. Ama önemli olan parayı çalıştırmaktır.” Bu sırrı aslında dünyadaki insanların % 5 biliyor ve uyguluyor, diğer %95 i ise para için çalışıyor.
Para ile ilgili bu kadar negatif bilgiyi bilinçaltımıza yıllarca yükledikten sonra, istemeden de olsa fakir kalmayı güvende olmanın yolu sanıyoruz. Ve bilinçaltı çok derinlerdeki duygularla mantık arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığında, hemen hemen her zaman o çok derinlerde yatan duygular galip gelir. O duygular da paranın kötü olduğudur. Para kötü değildir. Parayı kullanan insanlar iyi veya kötüdür.
Son olarak, finansal alanda başarıyı yakalamış bir çok insanın belirttikleri düşünceler de aslında şu şekildedir;
“Para yüzde yüz mutluluk getirmez belki, ama parasızlık yüzde yüz mutsuzluk getirir.”
Belki para ile her şeyi elde edemeyiz. Fakat paramız yokken istediğimiz şeylere yapamamak ulaşamamak, iyileştirememek bizleri daha çok yıpratır.