Gerçekte Mükemmel Olmayan Fikir: Mükemmeliyetçilik

Bir Bahane Daha…

Çevrende sürekli mükemmeli arayan biri var mı? Peki sen ne kadar mükemmeli arıyorsun?Hadi bir test yapalım. Aklına bir fikir geldi. Bu fikrin ne kadar iyi, ne kadar işe yaracak bir fikir olduğunu bilmiyorsun. Ancak o an iyi bir fikir gibi göründü. Üzerinde ne kadar düşünürsün? Bu soruya cevap vereceğin süre ne kadar uzun?

Uzun uzun düşünen insanlardan biriyseniz size kötü bir haberim var. Farkında olmadan bir döngünün içindesiniz. Bir düşünce döngüsü. Bir fikir üzerinde çok düşündüğünüz an aslında fark etmeden baştaki sorulara benzer sorularla başa döneriz. Bu bir kusurdur. Fakat egomuz devamlı kendimizi haklı çıkarma taraftarıdır.

Çünkü kendimizi kusurlu buluyorsak, bundan gelen negatif duygular bize zarar verecek. Ego da bir savunma sistemidir. Bizi kendimize karşı bile savunur. Aynı zamanda bir kabuktur da.

Mükemmeliyetçilik kulağa iyi gelir. Ancak gerçek hayatta gerçek bir karın ağrısıdır. Mükemmeliyetçi insanlar aslında çok temkinli olan ve başarısızlıktan korkan insanlardır.

Sosyal Kanıt Nasıl Oluşturulur >>

Just, Do It!  Ama…

Kendine bir iyilik yap ve bu kelimeyi hayatından şimdi çıkar. Ama kelimesi de mükemmeliyetçilerin kullandığı bir kelimedir. “Bir alternatifi var mı,” diye soracak olursan; var, bununla birlikte burada onu söylemeyeceğim. Bu kelimeyi hayatından tamamen çıkarmaya çalıştığında onu kendi kendine bulacaksın.

Başlıkta ne dikkatini çekiyor? Ama sözcüğünü parmağınla kapat. Başlığı oku. Ne hissediyorsun?

Şimdi de “ama” kelimesi ile birlikte oku.

Bunu bir arkadaşına söyle. Önce “Just, Do it!” de durup dururken. Ne tepki veriyor? Sonra da “ama” sözcüğünü ona söyle. Ama dediğinde sanki köşeden bir kaplan üzerine atlayacakmış ve onu parçalayacakmış gibi bir yüz ifadesi verdi mi? “Ama” ya tepki ne kadarsa mükemmeliyetçilik o kadar iş başındadır. Bunun başarısızlık korkusundan gelen temkinli davranma isteği olduğunu söylemiştim.

Geçen yüz bin yılda insanlar temkinliydi. Kararlarını defalarca sorgulamaları, onlara gece ormana tek başına gitmemeleri gerektiğini öğretti. Bir kaplan tarafından yenilebilirlerdi. Ancak burada bu temkin, zamanla “çünkü” sünden uzaklaştı ve neredeyse her konuda peşimizde. Artık beynimizin bir parçası bu “temkin” ve beynimiz çevremizde olup bitenden habersiz.

2020 yılındayız ve insanlar, kaplan türlerinin tükenmemesi için çalışıyor. Bin üzerinde vahşi hayvanları koruma dernekleri var. Sen de bu dernekleri destekliyorsundur. Bu hayvanlara acıyor, onlar için çalışmalarını istiyorsun. Fakat aşırı temkinli ve mükemmeliyetçi olman, sanki bu kaplanlar seni parçalayacakmış gibi davranmanı sağlıyor. Bu kaplanların soyları tükeniyor! Para veriyorsun soylarının devam etmesi için! Şehirde yürürken bir kaplan köşeden üzerine doğru vahşice koşmaya başladığında sevinmen gerekir!

Bu yüzden artık yeni bir fikir geldiğinde ve bir kaplan görmüş hissine kapıldığında sevin. O kaplanların soyları tükeniyor.Rahatlıkla risk alabilirsin.

Etkili İletişimin Mesleki Yaşamdaki 10 Faydası >>

Risk Çeşitleri

Üstte ne yazdığımı tekrar okudum ve hayvanat bahçesinde kaplanlar bölümünde çitlerden atlayıp kaplan ile sarılmaya çalışmaman için risk çeşitleri hakkında biraz bahsedeyim dedim. Risk alırken sonsuz ve sınırlı negatifleri düşün. Buna tek bir büyük pozitifi kat.

Ne demek istiyorum? Örneğin; yeni bir iş için 5000 lira vermen gerekiyor. Bu iş yeni eğitimini aldığın fakat daha önce pratiğini yapmadığın bir iş.

Negatifler:

  • 5000 lira kaybetmek (paranın yeri doldurulur)
  • Zaman kaybetmek

Büyük Pozitif:

  • Bu iş tutarsa 5000’in üzerinde kazanırım ve zaman da kaybetmemiş olurum!

Ama bu iş üzerinde…

Orada dur. Büyük pozitif burada kazandı. Risk alabilirsin.

Özgüven Kazanmanın Yolları >>

Kırmızı ışıkta geçmek istiyorsun.

Negatif:

  • Biri ölebilir (Sonsuza dek)
  • Sen ölebilirsin( Sonsuza dek)
  • Araban zarar görür.
  • Birine çarparsın.
  • Kaplana çarparsın. Soyları tükenir.

Sonsuza kadar negatif sayarım.

  • Pozitif: 1 Dakika erken vardın.

Burada ise negatifler kazanıyor. Ambulans şoförü değilsen kırmızı ışıkta dur. (Sponsorlu yazı değil bu)

Kafaya Silah Dayama Yöntemi

Eğer hâlâ kafandaki korku ve bahaneler gitmediyse kafana bir silah daya. Eğer o anda o işi yapmazsan tetiği çekeceğini söyle kendine. İşlerini yaparken de o korkuyu duyduğunda kafana tutulmuş silahı hatırla.

Bunu yukarıdaki risk çeşitleri yöntemini katarak düşünürsen, burada “hayali” bir silah kullanmanın daha iyi olabileceğini görebilirsin. Ayrıca örneğin bir iş görüşmesine kafanda bir silahla girersen işi almama ihtimalin var. Tabii seninle mülakat yapan çok korkup anında sana işi vermezse.

Yine de biz hayali silah kullanalım. Gerçekten hayali silah kullanma yöntemi aslında etkili. Tembelliğinize karşı kullanılabilir. İsteksizliğinize karşı kullanılabilir. Düşük motivasyonun olduğunda kullanabilirsin…

El Kaldırıp Yapmak İçin İzin İsteyenler

İlkokul yıllarında iken tuvalete gitmek istediğin zaman el kaldırıp, izin isteyip, izin verilirse tuvalete gittiğini hatırlıyor musun? Ne kadar kötü! Doğal bir ihtiyacımızı karşılamak için bir başkasından izin istiyoruz. Çocukken yaşadıkları bunun gibi olaylar ise bireyleri bir iş yapmak için onay arayan kişilere dönüştürdü.

Mükemmeliyetçi kişilerde görünen bir diğer özellik ise çevrelerinden onay beklemeleri. Birilerine fikirlerini sorarlar ve en küçük negatif fikirde çok etkilenirler. Bu durumda hiçbir zaman işe başlayamamalarını ve negatife odaklandıkları için çok kötü performans göstermelerini sağlıyor. Performansı artırmak yerine daha da azaltıyor.

Artık yetişkin olduğunun farkına varmalısın. Kimse sana izin verecek değil. Bir işi yapmak için kimseden izin alacak değilsin.

Sonuç:

Umarım mükemmeliyetçi olmanın işini aksattığını  anlayabilmişsinizdir. Bir işe başladığında hiç kimse sana gelip “sen hazırsın artık başla” demeyecek. Bunun için kutsal bir işaret de arama. İçindeki korkunun yersiz ve hayali olduğunu anla; gerekirse kafana hayali bir silah daya!

Sadece başla. Gerisi gelir.

Tutkunuzu Yaşarken Ortaya Çıkan 10 Şey >>