Doğrudan Satışta Hayal, Emek ve Zaman İlişkisi

Doğrudan satış işinde, ilk iki unsuru tamamladığınızda dahi hayalinizin gerçekleşmesi pek mümkün değil.

Ön yargılı yaklaşım gösterdiğiniz ancak ön yargılarınızı aştığınızda kendinizi büyük bir hayal dünyasının parçası olarak gördüğünüz bir yaşam biçimidir, “Doğrudan Satış”.

Hayatın her alanında yaşadığımız, dilden dile memnuniyet anlatma, aktarma olarak değerlendirebiliriz. Doğrudan Satış işini gizemli kılan en önemli detay, bu işin herhangi bir okulunun olmaması. Bu işi öğreten bir kurs olmaması. Bu işin akademik anlamda bir bilinç düzeyi oluşmamış olması teori ve pratiği kendi içinde bir yaşam biçimine dönüştürmesine sebep olmuş. Peki, Doğrudan Satış gerçekten nedir?

Doğrudan Satış, geleneksel ürün ya da hizmet satışının kurumsal çalışanların profesyonel yaklaşımlarının ötesinde, bağımsız girişimcilerin doğrudan satış şirketlerinin ürettiği ürün ve hizmetleri, günlük hayatımızın bir parçası olan “ tavsiye, öneri, memnuniyete yönlendirme “ ile doğrudan satış şirketlerinin ürettiği katalog üzerinden sosyal çevrelerine sunmalarıdır. Her bir sunuş tekniği, doğrudan satış şirketlerine bir şekilde gönül bağıyla bağlanmış olan girişimcilerin sosyal çevrelerine, eğitim düzeyine, sisteme olan bilgi düzeyine, kültür seviyelerine, kararlılığına, hayallerine olan bağlılığına göre farklılık gösteriyor. Bu farklılık ne kadar olumluya doğru yansırsa başarının da buna paralel arttığına tanık olabiliyoruz. Zira Türkiye’de yaklaşık 50 yıldır süregelen doğrudan satış sisteminde birçok kişi ön yargılarla başladığı çalışmalarına, hayallerini gerçekleştiren ve başarı hikâyelerine konu olarak ortaya çıkmış birçok hayat hikâyesini duyuyoruz.

Türkiye’de ilk 10 da yer alan Doğrudan satış şirketinin övünerek anlattıkları, sundukları ve örnek olarak bizlere sunuyorlar. Neredeyse her hikâye bir biriyle aynı. Sorunlu hayatlar, problemli evlilikler, zorluklar, engeller ve sonuç elbette başarı. Buradan da anlamak mümkün. Doğrudan satışın en büyük besin kaynağı insan ve onun hayalleri.

Peki, bir insanın hayalleri nasıl gerçekleşir? Ne yaparsak sosyal çevremizi ya da hiç tanımadığımız birini hayallerine sahip çıkmaya nasıl ikna edebiliriz?

Yukarıda da bahsettik. Doğrudan satışın besin kaynağı hayallerdir. Her birey hayal kurar, ancak bu hayalin gerçeğe dönüşmesi tamamen kişinin inandıkları ve başarabildikleri kadardır. Genel ön yargı, “ doğrudan satış “ işinden para mı kazanılır? Kapı kapı gezerek kimi ikna edeceksin de istediklerini satın alabileceksin? Neyi başardın da bunu da başaracaksın? Git doğru dürüst bir iş bul ve orada çalış gibi sizin dışınızdaki birçok neden sizi zorlayabilir. İşte tam da burada karar vermeniz gerekiyor. Hangi işte çalışırsanız çalışın, bu tip engeller hep sizin karşınıza çıkacaktır. Denemeye karar vermeniz için hayat size farklı bir fırsat sunduğunda deneme yapmaktan başka şansımızın olmadığını düşünüyorum. Şimdi sizlere soruyorum; lütfen birkaç dakika düşünün ve cevap verin; insanlar ölümden neden korkarlar?

Hepinizin bu anlamsız sorunun nereden çıktığınızı sorguladığınızı hissediyorum.  Peki, uzatmayalım ve söyleyelim; ölümü hiç denemedik de ondan korkuyoruz. Eğer hayatta ölüm dışında bir şeyi deneme fırsatı bizlere sunuluyorsa, hele ki başarılmış ve kanıtlanmış örnekleri doğrudan satış şirketleri ilan ediyorsa demek oluyor ki herkes yapabilir. Bir şey bir kere yapılabiliyorsa, demek ki herkes yapabilir. Peki, hayal nedir? Bana göre hayal, dünya üzerinde maddi bir karşılık sunarak elde edebileceğiniz her şeydir. Kısacası istediğinizi, istediğin an satın alabilme özgürlüğüdür. Gelin bir hayalin gerçeğe ve ayağı yere basan hedeflere nasıl dönüştüreceğinize bakalım.

Esasen, yaşadığımız her an ne iş yapıyorsak yapalım, nerede olursak olalım hayal kurmadan, düşlemeden yaşamamız zor. Hayal kurmamak ve peşinden tutkuyla gitmemek insanın doğasına aykırı bir durumdur.

Bu tutkuyu coşkuya dönüştürüp, bir hayalin gerçekleşebilmesini sağlamak için, aynı anda, aynı yerde ve aynı kişide bulunması gereken üç koşul vardır. Biri olmazsa hayalinizin ayağı yere basan somut hedeflere dönüşmesi ve gerçekleşebilmesi imkânsızdır. Buyurun size hayalin gerçekleşebilme formülü;

GERÇEK = (1)HAYAL +(2) EMEK + (3)ZAMAN

Hayal edilen herhangi bir düşüncenin gerçeğe dönüşebilmesi için öncelikle gerçeğe neyin dönüşmesini istediğimizi açıkça belirletmek gerekir. Ancak bu işlemi yaparken hayal önceliklerine ve gerçeklere göre hareket etmek çok daha mantıklı olacaktır. Hayal önceliğimizde ilk sıralarda genellikle fizyolojik(yaşamsal) sırasıyla, kıyafet/moda, teknoloji/eğlence, barınma, çocukların geleceği, rahat yaşam için ulaşım, tatil, yeni bir ev, güzel bir gelecek gibi ihtiyaçlar hayal öncelikleri arasında yer alır. Hemen bir hayal listesini formülümüze yazalım.

Formülün 1. Şartı;

(1)HAYAL ( mutfak ihtiyacı, kıyafet ihtiyacı, çocukların ihtiyacı, cep telefonu, tablet, bilgisayar, yurt içi-yurt dışı tatil, araba, ev, yazlık ve diğerleri )

Eğer bir hayal gerçekleşecekse; GERÇEK’in yanında da neyi HAYAL ettiysek onlar olmalı. Yani;

GERÇEK ( mutfak ihtiyacı, kıyafet ihtiyacı, çocukların ihtiyacı, cep telefonu, tablet, bilgisayar, yurt içi-yurt dışı tatil, araba, ev, yazlık ve diğerleri )

İşte Doğrudan Satışta; insanları işin içine çekebilmek ve ön yargıları kırmak tam da burada ortaya çıkıyor. Eğer formülün geriye kalan Emek ve Zaman ikilisini de ikna etmeye çalıştığımızı sosyal çevremize ya da hiç tanımadığınız kişilere sunmazsanız, hayaller inanması zor, gerçekleşmesi zor bir sürece girebilir. Karşı tarafta yarattığı algı, oturduğum yerden para kazanacağım, her şey bana hazır gelecek algısını yaratır. Oysaki büyüklerimiz “ emeksiz, yemek olmaz “ derler.

Peki, hayalinin gerçekleşmesi için formülün 2. Şartı olan EMEK nedir? Hadi açıklayalım;

Formülün 2. Şartı;

(2)EMEK (Kayıt, Satış, Ev Toplantısı, Eğitim, Kazanç Planı Sunulması, Hedef ve Planlama, Doğru Liderlik, Sponsorluk ve Koçluk, Saha Çalışması, Stant Faaliyeti, Aktivite vs.)

Yukarıdaki emeği göstermediğiniz sürece hayalinizin gerçekleşmesi asla mümkün değildir. Sadece Hayal ve Emeğin olması yine gerçeğe dönüşen bir hayalinizin olduğu anlamını asla çıkarmaz. Eğer Zaman’ı da tanımlamazsanız hayaliniz eksik kalacaktır.

Formülün 3. Şartı;

(3)ZAMAN (İLK 90 GÜN)

Doğrudan satış işinde, ilk iki unsuru tamamladığınızda dahi hayalinizin gerçekleşmesi pek mümkün değil. İşte, tam da burada, ektiklerimizi biçeceğimiz döneme gireceğiz. Gösterdiğimiz emeğin zaman açısından hayalimize ne kadar yaklaştığını ölçmemiz gerekiyor. Bu ölçüm birimi zamandan başka bir şey değil. İlk 90 gün yani ilk 3 ayda(doğrudan satışta kampanya/katalog dönemi olarak bilinir) hayal listenize göre hedeflerinizi belirlemeli, isim listenizi planlamalı, görüşmelerinizi yüz yüze gerçekleştirmeli, kimleri kayıt edeceğinizi, kimlere ürün tavsiye edeceğinizi mutlaka belirlemiş olmalısınız. Henüz başlarken, hayalinizde ilk 3 ay kazancınızı nasıl kazanacağınızı planlarsanız mükemmel bir iş sizi bekliyor demektir. Kendinize bir destek aradığınızda ise sırasıyla, lider, sponsor, eğitmen, direktör, bölge müdürünüzden yardım talep etmeyi unutmayın. Ancak ince bir çizgi var, işinizi başkalarına yıkmadan sadece nasılı sorarak öğrenip kendi çalışma tarzınıza uygun hale getirmelisiniz. Aksi halde sürekli sırtlanan, desteklenen olur bir süre sonra üstlerinizin gözünden düşebilirsiniz.

İşinizi mutlaka daha iyi öğrenip kendiniz yapmalısınız. İşinizde profesyonel olmalısınız. Unutmamak lazım ki, “başka birilerinin çıkardığı ağaçtan düşmek çok kolay ve acı verici olur”.