Günümüz dünyasında yaşıyor olmanın bir sonucu olarak, isteyerek veya istemeyerek bir çok sese maruz kalıyoruz. Evde, işte, sokakta, sosyal medyada ve diğer kitle iletişim vasıtasıyla sürekli birilerini dinliyoruz. Hatta kendi sesimizi dinlemeyi bırakıp çevremizden duyduklarımızın hayatımızı şekilendirmesine izin veriyoruz. Bunlar artık bizim doğrularımız hatta inançlarımız haline geliyor. Çoğunluğu negatif olan bu sesler bazen pozitif de olabiliyor.
Ünlü kişisel gelişim uzmanı ve yazar Mark FISHER bir kitabında “Birçok insan bir işte başarılı olmak için gereken tüm özelliklere ve araçlara sahip olsa bile o ana kadar etkisinde kaldığı çevrenin negatif etkisinden dolayı başarısız olmaktadır. Çevresinden aldığı negatiflere o kadar kendini kaptırmıştır ki bu artık onun inancı haline gelmiştir.”
Ünlü yazarın bu sözünü destekler nitelikteki kurbağa hikayesini neredeyse bilmeyenimiz yoktur:
Bu hikaye kurbağaların yaşadığı bir krallıkta geçer. Kurbağaların kralı bir gün büyük bir yarışma düzenleyeceğini ve kazanana büyük bir ödül vereceğini ilan eder. Ödül yakınlarında bulunan bir kulenin tepesine ilk ulaşanın olacaktır.Derken, yarışma günü gelip çattığında bütün kurbağalar yerlerini almışlardır. Başlangıç işaretiyle heyecanlı bir yarış başlamıştır. Seyirciler de kimin kazanacağını merakla beklemektedirler. Ancak seyirciler kulenin çok yüksek olmasından dolayı, hiçbirinin yarışı kazanamayacağına inanıyorlarmış.
Umutsuz bir şekilde,” Zavallılar, hiç biri başaramayacak.” diye bağırıyorlarmış. Yarış ilerledikçe kurbağalar da birer birer pes etmeye başlamışlar.Kurbağalardan biri çevresine hiç aldırış etmeden sabır ve gayretle yarışa devam ediyormuş. Bütün kurbağalar zamanla yarışı bırakmış. Seyirciler, “Zavallı boşuna çabalıyor, o da başaramayacak.” diye bağırırken bizim kurbağa kuleye tırmanmış.Bütün kurbağalar hayretler içerisinde etrafına toplanmış ve sormuşlar:
-Bunu nasıl başardın?
Kurbağadan herhangi bir yanıt alamayınca, yine sormuşlar ama yine yanıt alamamışlar. İşte o zaman anlamışlar ki kuleye çıkan kurbağa sağırmış.
Çevremizde hangi işe başlayacak olursak olalım, negatif verecek insanlar her zaman olacaktır.
- “Sen yapamazsın?”
- “Şimdi ne gerek var böyle işlere?”
- “Kim yaptı ki sen yapacaksın?” gibi cümlelerle inancımızı zedeleyebilirler.
Hikayede de gördüğümüz üzere, hayatta çevremizden gelen negatiflere karşı “sağır” olmalıyız. Çünkü insanlar kendilerinin yapamayacakları şeyleri, sizin yapmanızı istemezler. Düşünün ki o kurbağa sağır olmasaydı büyük ihtimalle zirveyi göremeyecekti. Yapabileceğinize inandığınız şeyler için başkalarının korkularını, inançlarını dinlemeyi bırakıp sadece ama sadece işinize odaklanın.
Hikayemizi bitirirken şu ünlü sözü unutmayalım;
“İnanç dağları yerinden oynatır.”