Şüphe nedir? Doğrudan satış içerisinde veya network marketing ticaretinde şüphe nasıl giderilir? Girişimcilik için şüphe gerekli midir? İnanç, her iş fırsatında olduğu gibi doğrudan satış içerisinde de gerekli bir konudur. Ancak bu konuya yeterinde önem veriyor muyuz?
Klasik ticaret içierisinde bir restaurant açtığımızı düşünelim. İşlerimizin yolunda olduğuna (aşçımızın, yemeklerimizin vs) inanalım. Bu durumda restaurantımızda yemek yiyen kişiler de çevresindekilere bizi tavsiye eder ve onların da bizim restaurantımıza gelip yemek yemesini sağlar. Anlıyor musunuz? Ticaret faaliyetinin inanca ihtiyacı var. Network marketingde de inanca ihtiyacımız var. Peki nasıl?
Network Marketingin En Büyük Katili; Şüphe
Acaba bir iş adamı işe başladığı andan itibaren para kazanmaya başlar mı? Hayır. Ama para kazanacağına inanmıştır ve bu konu çok çok önemlidir. Acaba network marketinge başladığımızda 2000 kişilik bir takımımız mı var? Acaba işe girmeden önce çek ya da ürün aldık mı? Bu inanç ve taahhüdümüz bize yardımcı olacak ve ciddiye alacağız. Diğerlerine de ciddi bir ticaret olduğunu tanıtmış olacağız.
Network Marketingde Başarısız Olma Nedenleri >>
Şüphe en büyük katildir.
Çünkü şüphe bizim inancımızı zedeleyecektir. Bu sebeple işe yeni başlamışsak ve yeni başlayan birisiyle irtibat halindeysek, her zaman onu uyarmalıyız. Negatif ve olumsuz düşüncelerden uzak durmaları gerektiğini söylememiz gerekir. Böyle insanlar çoktur, biz onlara negatif kişiler deriz. Siz dersiniz;
-“Ben 10 yıla kadar bu işi yaparsam ne olur biliyor musun?”
Negatif arkadaşın da der ki;
-‘’BIrak bu işleri, sen hiç bir şey olamazsın, sen başaramazsın.”
Endişelenmeyin, bu kişilerle her yerde karşılaşabiliriz. Gerçekten bu tür insanlardan uzak durmalıyız ve onlarla mesafeli olmalıyız. Yeni networke yeni başlamış bir kişi tüm heyecanıyla, ateş gibi, bir arkadaşına tanıtıma giderken yolda bir tanıdığına denk geliyor. O tanıdığı arkadaşına;
-“Kanka yeni bir işe başladım, kesinlikle milyoner olacağım. Düşünsene Türkiye’de herkes beni tanıyacak, uluslararası bir organizasyon bile kurabilirim.”
Sonra o negatif arkadaşı ona der;
–“Sen de mi networke bulaştın. Boşver benim arkadaşlarım bu ticarette babalarını yaktı. Çalıştığı firma battı. Bu firmalar hep böyle.”
Yeni başlayan arkadaş;
-“Kanka ama bu şirket farklı.”
Negatif arkadaş yine;
–“Bunların hepsi birbirine benzer, bu kadar para var madem biz neden görmedik? Neden reklamını kendisi yapmıyor? Seni kullanıyorlar kanka. Senin üzerinden para kazanıyorlar.”
Bu kişilerle karşılaştığımız zaman, onlara şu şekilde cevap verebilirsiniz;
“Pardon ama bu konu hakkında yanlış ve eksik düşüncelerin var. Ben de senin gibi düşünüyordum ama öyle değilmiş. Öğrenmek istersen konuşabiliriz. Yok, negatif vereceksen konuşmayalım bu konu hakkında.”
Siz kendi yolunuza devam edin. Bu kişilerden uzak durmalıyız, çünkü bu kişilerle her zaman karşılaşacağız. Birçok kişi network marketingi hevesli ve istekli olarak yapmaya karar verir. Onun karşısında 20 kişi bulunur ve negatif verirler. Çünkü bu kolay yoldur, bir insan için nerede olduğunu kabul etmesi hiç bir cesaret istemiyor.
Network Marketingde Neden Daha Az Başarılı İnsan Var? >>
İnsanların nasıl olduğunu biliyor musunuz?
Hayatın zorluklarıyla karşılaştıktan sonra yavaşça rüyalarımız, hedeflerimiz ve standartlarımız düşmeye başlayacak. En son rüyalarımız minimuma inecek ve hedeflerimiz sadece borçlu olmamak olacak. Okul ve üniversitede ki ihtiraslarımız ne oldu? Yavaş yavaş bu hayallerimizi kaybetmeye başladık herkes gibi. İnsanların bu şekilde negatif vermesi için cesarete ihtiyacı yok. Çünkü;
“Yeni bir başlangıç, cesaret ister.”
Negatif veren arkadaşların demek istediği aslında şudur;
“Biz seninle aynı şeyleri yiyoruz, içiyoruz. Benim cesaret edemediğim bir şeye, sen nasıl cesaret edip başlarsın? Sen bizim gibi olmana rağmen nasıl farklı bir yol seçersin?”
Bu sebepten dolayı bu tür kişilerden çok var. Kendilerini bu gerçeğe sokup ve kabul etmişlerdir. Bundan yüksek olamazlar. Mecburen o durumda yaşamak zorundadırlar. Mecburen bu durumdan memnun kalmayı öğrenmişler ve inanmışlardır. Bu insanlardan uzak durmalısınız.
Bu ticaret cesaret ister.
Kimsenin hayatımıza karışmasına müsaade etmemeliyiz. Mutlaka bunun için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Biliyor musunuz, bu ticaret neden cesaret istiyor? Çünkü koyduğunuz kişisel hedefleriniz var ve onlara ulaşamazsanız, o hayalleriniz size işkence edecekler. Eğer bir hayaliniz varsa ve ona ulaşamazsanız bu sizi rahatsız etmez mi? Kesinlikle evet. Bunun için cesaret istiyor.
Onlar tercihlerini rüyalarının peşinden gitmemek olarak yapıyorlar. Bunun için negatif insanların sayısı çoktur ve onlardan uzak durmalıyız. Bizim ruh ve enerjimizi kirletmelerine izin vermemeliyiz. Network marketingin delisi olan kişilerle dolaşıp takılmalıyız ki, onlar gecenin 4’üne kadar iş yapmakla meşguldürler. Bu negatif düşünen insanlar bizim ailemizle tatile gittiğimizi gördüklerinde, eve erken gittiğimizi gördüklerinde, yeni bir araba aldığımızı gördüklerinde şöyle derler;
“Hatırladınız mı? Bu kişi bize bir işten bahsetmişti.”
Aslında negatif cevaplardan korkumuz olmamalı. Bize hayır diyen kişilerden hiçbir korkumuz olmasın. Biz ilerledikten sonra bize dönüp derler; “Bende katılabilir miyim?” diye. İşte o zaman kozlar bizim elimizde olacak. Biz başardıktan sonra o insanlar bizi merak edecekler ve bizim işimizi, network marketingi anlamaya çalışacaklar.
Hiç kimse %100 başarılı değildir, bu yüzden de ümitsiz olmamalıyız.
İnsanlar her zaman başarıya ulaşırlar mı? Hayır. İnsanlar bize hayır diyecek, bırakın desinler. Bu ticaretin konusu bu değil ama bu da bir parçasıdır. Sonuçta bırakın hayır desinler, biz bunun için sevinmeliyiz. Ümitsiz olmadan başarılı olmayı düşünmeliyiz. Tecrübe edinmeliyiz. Her zaman düşünmeliyiz, neden? Oturun araştırın. Niçin? Neyi yanlış yaptım? Eğer size geri tepki gösterirseler oturun ve düşünün, ne yaparsam daha az ters tepki alırım? Ya da nasıl daha fazla ters tepki göstermesinler.
Kısa Hikayeler – Kökeriniz Sağlam Olmalı >>
Başka bir neden de şüphedir. Şüphe felakettir. Nedeni şu; şüphe etkimizi kaybettirir, yok eder. Ama bizim bu ticarette etkiye ihtiyacımız var kabul edin ya da etmeyin. Bizim de organizasyonumuz üzerinde etkimiz var. Takımımızı bizden ayrı düşünemeyiz. Her zaman organizasyonumuzun prensip normu biziz. Eğer organizasyonumuzu sağlam kurarsak etkimiz daha da çok olacaktır.
Takımımızın sınırlarını belirleyen, biziz.
Şunu unutmamalıyız ki organizasyonumuzun her zaman prensip normu biziz. Biz full-time çalışıyoruzdur ve alt levellerimizden biri gelip;
– “Ben de full-time çalışmak istiyorum.” diyor.
Biz de;
–“Hayır, hayır gerek yok,sen böyle iyisin.” diyoruz.
Sizce o nasıl olacak? Acaba eve dönüp cesur bir lider mi olacak. Düşünecek; ‘’Neden acaba bu işte yanlışlık nedir?’’ Anlıyor musunuz? Onlar liderlerine ne derler. “Ah tanrım biz de organizasyonumuzdakilere söyleyelim. Biz full-time çalışmak istedik ama Hüseyin bizi ümitsiz etti. Biz de gidelim organizasyonumuzda söyleyelim.” Böylece bütün etkinizi kendi elinizle kaybetmiş olursunuz. Bunu sakın yapmayın.
Takımımızda iş yapmak isteyen kişileri liderlik bakımından güçlendirin ve en kısa zamanda bağımsız olmasını sağlayın. Şu soruyu aklımızdan çıkarmamalıyız; Acaba bizim etkimiz pozitif midir yoksa negatif midir? 2-3 ay içinde yaptığınız şeyleri bir düşünün. Acaba pozitif bir etki mi bıraktık yoksa negatif bir etki mi bıraktık?