Bazıları “Yarın yapabileceğim işi bugün yapmaya ne gerek var.” diye düşünür; bazıları da “Bugünün işini yarına bırakma.” diye. Siz hangi guruba aitsiniz? Siz “erteleyenlerden” mi yoksa “hemen şimdicilerden” misiniz?
Ertelemek, aslında kendini sabote etmektir. Ertelemeyi alışkanlık edinen insanlar, tipik olarak hayatın her alanında bir şeyleri ertelerler. “Kronik erteleme”, sanıldığından daha karmaşık ve önemli bir sorundur. Bu sorun her zaman sizi geride bırakır.
Ertelemek yaşamı kaçırmaktır.
Hayatta insanlar en çok erteleme yüzünden kaybederler. Bir şeyleri erteleyerek hayatı ıskalarız. Mesela: en basitinden sağlıklı beslenmeyi ertelerseniz obez olursunuz, ağrın vardır doktora gitmen gerekir ertelersiniz tedaviniz gecikir ve iyileşmeniz zorlaşır, annemizle babamızla ilgilenmeyi erteleriz ve onları kaybettiğimizde artık çok geç olmuş olur.
Ertelediğimiz her şeyde artık çok geç kalmışızdır ve pişman oluruz. Pişman olmamak için ertelememeliyiz ve bir şeyler iyi olana kadar vazgeçmeden ısrarla yapmalıyız. Bir çok bilim adamı ve düşünür de öyle yapmıştır. Herhangi bir icadı ve düşünceyi bulana kadar pes etmeden yeniden denemişlerdir.
Bilim adamları denemeleri sonucunda sürekli olarak eksiklerini ve hatalarını gördüler. Daha sonra bu hatalarını giderip yeniden denemelerde bulundular. Bu sürekli devam eden bir döngü gibiydi. Bir buluşun gerçekleşmesi için birçok denemenin yapıldığı söylenebilir.
Çünkü buluş yapmak için tecrübeye gerek vardır. Bu da ancak çalışarak ve denemeler ile mümkün olur. Aksi halde tecrübe kazanamayız ve hiçbir şekilde ilerleyemeyiz. Denemelerinde doğrularını ve yanlışlarını gören bilim adamları bu sayede kendilerine yeni yöntemler çizerler. Böylece doğru hedefe doğru ilerlerler.
İş dünyasındaki bir anlayışa göre; iş yapan hata yapacaktır. Bir kişi hata yapmıyorsa iş yaptığından şüphe edebilirsiniz. Bu konuda çok güzel bakış açısına sahip olacağınız bir kitap önerelim; “Ye O Kurbağayı” kitabı özellikle 15. bölüm➡ Kendinizi Gayrete Getirin. Bu kitap size zaman yönetimi konusunda çok önemli tüyolar verecektir.
Bilim adamlarından pes etmeden sonuca ulaşanlardan örnek verecek olursak;
Thomas Edison’a, 999 denemeden sonra yaptığı bininci deneyde ampulü bulmasıyla ilgili olarak şöyle bir soru yöneltmişler:
– 999 kez hata yapmanıza rağmen, bininci deneyi yapacak gücü nereden buldunuz?
Edison şu yanıtı vermiş:
– “Ampulün icadı bin aşamalı bir süreçti. Hata gibi görünen ilk 999 aşama, bininci ve son aşamaya götüren öğrenmelerle doluydu.” diyerek tarihe imzasını atmıştır.